15.06.2010

İtalya 1 - 1 Paraguay

Son şampiyon İtalya, F grubu ilk maçında Paraguay ile 1-1 berabere kaldı.



Teknik direktör Lippi ye göre kimsenin turnuvanın favorisi olmadıklarını iddia edebilecek hakka sahip olmadığı bir takım İtalya ancak ben söyleyebilirim ki kesinlikle favori değiller. Maç boyunca en önemli gözüken oyuncuları Pepe ki onun da yaptığı isabetli orta pek az... Kenarda kendi başına çalımlar tertiplerken golcülerin üretken olamayışı tüm planlarını bozdu İtalyanın. Gilardino ve Iaquinta gibi iki adamı birlikte oynatırsanız daha fazlasını beklemek haksızlık olur sanıyorum. Hücumun aksine savunmada 37 yaşında olmasına rağmen milli takımın vazgeçilmezi olup ülkesinde takım bulamayan Cannavaro hala en üst düzey olduğunu bir kez daha gösterdi. Kaleye şut çektirmediler desek yeridir. Paraguay ın forvetlerinden aslında daha iyi ataklar bekliyordum ancak orta sahadan destek gelmeyince şişirme toplara umut bağladılar,ama olmadı. Lucas Barrios'un ses getirebileceği bir maç olmasına rağmen hiç atağa çıkamama sorunuyla başbaşa olan Paraguay takımı İtalya'dan 1 puan almanın sevinci içerisinde sanıyorum. İki takımın da defansif yönü daha kuvvetli olunca böyle bir maç çıkması normaldi. Gruptaki diğer iki takım daha da zayıf,bakalım o maçlar ne olacak...

Hollanda 2 - 0 Danimarka



E gurubunun ilk maçında Hollanda beklendiği üzere Danimarkayı yenerken skor 2-0 idi.



Maça etkili ve istekli başlamasına rağmen bir türlü aradığı net pozisyonları forvet oyuncularının beceriksizliği sebebiyle bulamayan Hollanda, Danimarkanın defansif ama topu kaptığında ne yapacağını iyi bilen futbol oynamasıyla sıkıntıya girdi. Her oyuncunun çok yetenekli olduğu bir takımda ceza sahası içinde buluştuğu topları öyle ya da böyle kaleye yöneltecek,gol vuruşu yapabilecek Huntelaar ya da en önemlisi arkasında dünyanın en iyi pas atan adamları varken Nistelrooy un bu takımda olmaması gol sıkıntısını beraberinde getirdi. Attıkları golü de duran toptan Danimarka'lı oyuncular kendi kalelerine attı. Maçın ortalarında Bendtner ve Rommedahl hızlı toplarla gol arasa da Stekelenburg izin vermedi.Elija nın oyuna girmesiyle ofansif organizasyonları daha etkili olmaya başlayan Hollanda 2. golü buldu ve maçı bitirdi.



Turnuvada Almanya ile birlikte desteklediğim takım olan Hollanda bana göre bu oyunla favori görünmüyor hatta ve hatta Almanyanın çok gerisinde kalıyor. Robben in eksikliği şüphesiz takımı etkilemiştir ancak Almanya'nın da Robben i yok ! Buna rağmen golleri leblebi gibi dizdiler. Hollanda takımında ise topu iyi kullanan, iyi vuruşlar da yapabilen isimler olmasına rağmen çalışma ve organizasyon eksikliği gözüme çarptı. Ara toplar ya da kanat varyasyonları zayıf kaldı. Sırtı dönük top alıp diğer oyunculara yöneltebilen bir adam olmayınca böyle oluyormuş demek ki..

Yorumcuları genelde sevmem ancak söyledikleri bir şey var çok doğru. Nerede o eski Hollanda forvetleri ?!!

14.06.2010

Almanya 4 - 0 Avustralya

Her katıldığı kupanın en büyük favorilerinden olan Almanya, kangurular ülkesi Avustralya'yı 4-0 gibi net bir skorla ezdi ve ne kadar favori olup olmadığının kararını vermeyi seyircilere bıraktı.


Oyuna ilk dakikadan itibaren etkili başlayan Almanya , Mesut un akıllı ara paslarıyla gol pozisyonlarına girmeye başladı. Bu toplar neticesinde sıfıra inen kanat ve forvet oyuncularının geriye çıkardığı toplar etkili oldu,nitekim ilk gol de böyle geldi. Podolski Köln de kötü bir sezon geçirse de Almanya için ne kadar önemli bir futbolcu olduğunu yine gösterdi. Avustralyanın ileri uçta top kullanma ve gole yönelik vuruşlar yapma becerisi güçlü Alman defansının varlığı yüzünden çok zayıf kaldı. Yanılmıyorsam bir adet korner tehlikesi yaşattılar, o kadar.Bu duruma karşın akın akın gole giden panzerler ikinci golü de çabucak bularak rahatladılar. Oyunun 2. yarısında Tim Cahill in haksız bir kırmızı kart görmesiyle de durum 4-0 a geldi.Böylece bu zamana kadar oynanan maçların içinde en çok gol atılan maç bu maç oldu. Bana göre en zevkli maç da bu maç oldu. Hatta en güçlü takımı gördüğüm maç da bu oldu...




Tehlikeli forvetlere,fizikli defanslara,akıllı orta sahalara ve hızlı kanatlara sahip bir takım iseniz ve daha da önemlisi ,kapris yapan, artis yıldız oyuncunuz yok ise, sisteminiz takır takır işler ve sonuca öyle ya da böyle gidersiniz. Bunun bir örneğini sahaya yansıttı panzerler. Boşuna Panzer dememişler !

13.06.2010

Cezayir 0 - 1 Slovenya

Az önce biten karşılaşmayı Slovenya yine bir kaleci hatası sayesinde (ancak dünkü kadar büyük olmayan bir hata) 1-0 kazandı.



Oyun boyunca Cezayir tehlikeli ataklara imza attı ama neticeye gidemedi. Kanatlardan iyi çıkışlar yaptılar ki özellikle sol kanattaki Karmi Ziani karşısında yine tecrübeli bir Breçko olmasa çok daha önemli paslar kullanabilirdi. Sağ kanat için aynı şeyi söyleyemem zira Glasgow Rangers ın stoperi Madjid Bougherra sağ bek oynatılıyordu. Ortada takımın beyni diye nitelendirebileceğimiz adamlar yoktu. Defansif orta sahalar topu kullanmaya çalışırken top kayıpları yapıyordu. Slovenya'nın en önemli silahı olarak gösterilen Novakoviç topa değemedi desek yeridir. Gol pozisyonunda sola doğru koşu yaparak Koher in önünü açtı ve kalecinin tutabileceği topu tutamamasıyla gol geldi. Cezayir in Novakovic i tutan stoperini beğendim adını anımsayamasam da... Dediç gerilere kadar gelip top alsa da ileri taşıyamadı.Oyuna sonradan dahil olan Peçnik de isteneni veremeyince maç aynı sonuçla bitti. Bu arada Cezayir forveti 2 sarı kart görerek oyun dışı kaldı ve takımını zor durumda bıraktı. Aslında oynadığı kısa süre içinde 3-4 kafa vuruşu yaparak takımının en önemli pozisyonlarını yaşattı.Her şeye rağmen kalede Handanoviç güven verdi. Keşke kaleci sıkıntısı yaşayan Galatasaray alsa onu !



Bu sonuçla gruptan çıkma adına büyükl avantaj elde eden Slovenya'ya ABD ve İngiltere karşılaşmalarında kimse şans vermiyor. Ama futbol her zaman favorilerin kazandığı bir oyun değil ve daha da önemlisi her zaman kazanmak gerekmez !

İngiltere 1 - 1 ABD

C grubu ilk maçında İngiltere, Amerika Birleşik Devletleri ile beklenmedik bir şekilde 1-1 berabere kaldı.



Maç öncesi benim tahminime göre İngiltere defansif oynayacak,Rooney nin kontra ataklarıyla gol arayacak,korner ve duran toplarla etkili olacaktı. Ancak henüz 4. dakikada kaptan Gerrarrd hızlı gelişen bir atakta Heskey nin güzel pasında gol atarken zorlanmadı. Oyun bundan sonra yine de beklediğim gibi gelişti. İngiltere saldırmıyor,kontrollü oynuyor , hızlı adamlarıyla gol bulmaya çalışıyordu. Nitekim kanatlarda Lennon ve ilerleyen dakikalarda Wright-Phillips in olması bu düşüncemi destekliyordu. Artık İngiltere puan vermez dediğim anlarda Dempsey'den cılız bir vuruş ve o da ne "GOL" oldu. Kaleci Green in büyük hatasıyla Amerika beraberliği yakalamış oldu.Casillas bu durumu daha turnuva başlamadan önce sezmişti,ne de olsa iyi bir kaleciydi. İngiltere bu kalecilerle iş yapamaz demişti ki daha ilk işte bu ortaya çıktı. Her ne olursa olsun, Green bu hatayı yapmasaydı bile benim her zaman ilk tercihim Joe Hart olmuştur. Neredeyse istediği adamı alabilen Manchester City'nin henüz 23 yaşındaki İngiliz kalecisi çünkü o. City kaleci de alamaz mı istese ? E peki niye almıyor ?



Amerikanın oyununa gelirsek, iyi kademeli sağlam bir defans anlayışı uyguladılar. Sıfırdan kesilen toplara dokunamamaları beni şaşırtsa da sonuçta tehlike olmadı. Bir de kornerlerde Glen Johnson ın boş kalması alışılmamış bir durumdu benim açımdan... Fizikli forvet Altidore son dakikaya kadar stoperlerle boğuştu ki Carragher ve Terry artı King den ikisi dünyadaki en üst düzey defans oyuncuları sayılır. Donovan etkili paslar atmasa da toğu aldıktan sonra oyunu rahatlatışı ve arkadaşlarını oyuna dahil edişi Amerikaya zaman kazandırdı. Tehlikeli 1 şutları var ve gol olan top da tehlikeli bir şut değil. Bunları hesaba katarsak 1 puan Bob Bradley ve takımı için çok iyi sonuç. Hem de İngiltereye karşı. Slovenya sürpriz yapmazsa gruptan çıkacak kadar güçlü bir takım Amerika.

Arjantin 1 - 0 Nijerya



Dün oynanan dünya kupası B grubu 2. maçında sansasyon yaratacak derecede yüksek kaliteli forvetlere sahip olan Arjantin ile sıradan bir takım olarak göze çarpan Nijerya karşılaştı ve maç Arjantin'in 1-0 üstünlüğüyle son buldu.


Maç öncesi herkes Arjantinin farklı kazanacağını , olağanüstü bir oyun oynayacağını Nijerya'yı sahadan sileceiğini düşünürken "defansı zayıf ki bunların" diyen ben maçın gidişatını görünce pek bi memnun oldum. Arjantin bir kaç önemli fırsat kaçırsa da Nijerya da boş bir takım olmadığını gösterdi. Daha etkili oyun kurucuları olsa sanıyorum Arjantin çok zor durumlara da düşebilirdi. Ama böylesi demek ki Maradona için yeterli ki zaten yeterli olmasa ne olur ? Bu bir dünya kupası maçı ve herkes elinden gelenin en iyisini yapmak ister.

Kişisel olarak baktığımızda Mascherano aşırı defansif kalırken orta sahada tek top kullanan isim Veron oldu. Messi gerilere gelip top almak istediyse de topu yine aldığımı kişiye oynamak zorunda bırakıldı. Tevez biraz tutuk olmasına rağmen iyi paslar çıkardı.Bunların birinde Higuain i kaleciyle karşı karşıya bırakmasına rağmen Madridli yıldız golü yapamadı. Daha doğrusu Nijerya kalecisi gerçekten iyiydi. Messinin köşelere plaselerinde olsun sert toplarda olsun hiç hata yapmadı. Zaten golü de korner için ileriye çıkan şampiyon Marsilyalı Gabriel Heinze kafayla attı. Nijeryada Martins oyuna girmesine rağmen çok etkili olamadı. Yakubu ise ikili mücadelelerde Demichelisten ne kadar üstün olduğunu herkese gösterdi. Savunmada ise Yobo oluşabilecek tehlikeli pozisyonları elinden geldiği kadar kesti. Orta sahanın genç ismi Haruna gözüme çok hoş geldi. Top kullanan,fizikli ve isabetli oyunuyla beğenimi kazandı. Arsenal deki Song gibi aynı işte...



Maç sonunda Maradona galip geldiği için çok sevindi, ki ileride böyle sevinçleri yaşayamayacağının farkında sanırsam. Karşılarında bir İspanya ,Brezilya , İtalya gibi takımlar olunca sanmıyorum ki Arjantin oyun kurabilsin. 2 kişiden oluşan orta sahayla oynayan takım kesinlikle başarılı olamayacaktır !