27.08.2010

Nereye Gidiyoruz ?!?




Milli takımımızın 2010 dünya kupasına katılamamasının ardından Fatih Terim namı diğer İmparator un yerine getirile Guus Hiddink, haftaya oynayacağımız Kazakistan ve Belçika maçları için aday kadrosunu açıkladı. Kadroda Fatih Terim in çağırdığı oyuncular dışında pek de birşey yok aslında. Detaylı analizi yapmadan önce aday kadro şöyle ;

Kaleciler: Hakan Arıkan, Onur Kıvrak, Sinan Bolat
Savunma: Gökhan Gönül, Sabri Sarıoğlu, Ömer Erdoğan, Servet Çetin, İbrahim Toraman, Gökhan Zan, Hakan Balta, İsmail Köybaşı
Orta saha: Hamit Altıntop, Kazım Kazım, Mehmet Aurelio, Selçuk İnan, Selçuk Şahin, Emre Belözoğlu, Nuri Şahin, Arda Turan, Özer Hurmacı
Forvet: Tuncay Şanlı, Semih Şentürk, Sercan Yıldırım, Nihat Kahveci, Halil Altıntop

Volkan Demirel in sakat olduğu şu günlerde kaleci seçimine diyecek pek de birşey yok aslında. Yalnız Hakan Arıkan'ın sakatlığını iyi değerlendiren genç Beşiktaş kalecisi Cenk de önümüzdeki maçlarda performansını böyle sürdürürse bu takımda yer almalıdır diye düşünüyorum.


Gelelim defansa, hem de kimin defansı ? Galatasaray'ın ! Bu sene yaşanılan sıkıntıları ve turu geçemeyişimizi sanıyorum herkes biliyor ve hala GS defansının 4 adamını da milli takıma çağırıyorlarsa ben bu işin altında bi bit yeniği ararım arkadaş ! Hakan Balta mesela. Karpaty maçında yediğimiz 3 golün 2 sinin başrol oyuncusu. He tamam şanssızdır gollerde yalnız kalmış ona denk gelmiştir diyelim ama hücum anlamında ne yaptı ki ? Sanıyorum şu kadroda en olmaması gereken adamdır kendisi ve böyle giderse Galatasaray takımında da olmaması gerekir... Servet Çetin ve Gökhan Zan gibi 2 tane Amerikan Güreşçisi kılıklı stoperle oynarsanız, azcık süratini kullanan (hoş kullanmayanlar da delip geçiyor da) forvet oyuncularının bizi darmadağın etmesi işten bile değil. Neill alınalı beri adamı isyan ettirdiler. Her golden sonra Neill saçını başını yoluyor , neden diye kimse merak etmiyor mu ? Zaten Gökhan Zan bu sezon henüz maç görmemiş onu ne diye alırsın milli takıma ki ?
Her neyse biraz da olumlu oyuncularımıza bakalım defansta, mesela Ömer Erdoğan. İyidir,kötüdür falan tartışılır ama sonuçta şampiyon takımın defansıdır. Zaten diğerlerine bakıldığında ne kadar kötü olabilir ki ? Gökhan Gönül ise tam bir sağ bek. Oyun zekası üst seviye olan sağ beklerden hem de.Takımdaki en faydalı oyunculardan biri...


Orta saha mevkiinde alınmayıp da alınmış olması gereken adamların başında Bursaspor'dan Volkan şen ve de Valencia dan Mehmet Topal gelir. Necip Uysal ı da bunların yanına katabiliriz ama sanıyorum ki o daha ümit milli seviyesinde.Biz hala gelişmiş ülkelerin 2. lig ayarındaki topçularıyla, orta saha olmayı topu alıp defansa vermek sanan adamlarla oynayalım. Kazım gibi gereksiz bir adamın Türk futboluna katkısı nedir ki milli takımda yer alır ? Selçuk Şahin orta sahayı geçebilmiş midir bugüne kadar topla koşu yaparak ? Bence orta saha kurgusu şöyle olmalı Emre - Nuri - Hamit ve kanatlarda Arda - Volkan !
Forvete baktığımızda ise Nihatı görüyoruz ama sadece milli takımda görüyoruz. Geçen sene Beşiktaşa büyük ümitlerle dönen ancak ligde 2 golde kalıp başka da varlık gösteremeyen, ekmeğini yemiş futbolculardan Nihat. Mevlüt gibi formda bir Fransız Takımında oynayan forvetimiz varken hala ve ısrarla Nihat.
Ligimizde fırtına gibi esen Trabzondan sadece 1 oyuncu olması ve geri kalan anadolu kulüplerinden ise (Bursa hariç,onlar şampiyon) oyuncu olmaması beni düşündürüyor.Dünya kupası yarı finalisti Almanya'nın en başarılı adamlarından biri 2. lige düşen Hertha Berlin'in oyuncusu Arne Friedrich idi ama biz böyle şeyleri bi 20 yıl daha göremeyiz sanıyorum.


Anlayacağınız bizim yöneticilerimiz hala eski zihniyeti uyguladıkça, duygusal davrandıkça, geçmişte büyük başarı yakalamış oyunculara veda etmeyi bilemedikçe biz Euro 2012 ye de gitsek 2092 ye de gitsek, arkamızda bir ilahi güç aramalıyız. Çünkü bu futbolcuların kendi kendilerine bu kadar büyük! bi başarı yakalamaları mucizelere kalmış!

26.08.2010

Şampiyonlar Ligi Kurası

Az önce çekimi tamamlanan kurada gruplar şöyle ;




Ayrıca
yılın kalecisi Julio Cesar
yılın defansı Maicon
yılın orta sahası Sneijder
yılın forveti Milito

Demek ki Inter büyük takımmış ?!?!!!

Spor Toto Süper Lig Tahmin ¿ 3



Bu hafta tahmin sonuçlarını beklemeden önce tahminlerimi blogta yayınlamaya karar verdim. Hem Türkiye Ligine genel bakış olur hem de henüz başlamadığım tahmin köşeme katkıda bulunur...


Ankaragücü-Kayseri: 0
Gaziantep-Konya: 1
İstanbul BŞB-Kasımpaşa: 1
Sivas-Bursaspor: 2
Buca-Gençlerbirliği: 0
Karabük-Beşiktaş: 0
F.Bahçe-Manisa: 1
Eskişehir-G.Saray: 1
Antalyaspor-Trabzon: 2

Avrupa Liginde Fırtına !





Bu yıl UEFA Avrupa liginde 4 temsilciyle boy gösterme imkanımızın olması bu yazıyı yazmamdaki en büyük etkendir. Bu akşam Türk takımları beceri, hırs ve geri kalan tüm faktörleri kendi lehine iyi kullanıp Avrupayı sallayacak bir akım oluşturabilirler. İnanıyorum ki gruplara 4 ü birden kalırsa en az 3ü gruptan da çıkacaktır. Özellikle Trabzonspor'dan yana isteğim çok fazla. Onlar Liverpool u geçmeye ve gruplarda kolbastı şov yapmaya en büyük adaydır gözümde...



Türkiye dışındaki büyük kulüpler ise Arapların eline geçtikten sonra transfer patlaması yaşayan Manchester City, geçen yıl İtalya'da aradığını bulamayan Juventus ve aynı ligde beklenmedik bir performans gösteren Napoli, Alman liginin güçlü temsilcilerinden Leverkusen ve Nuri Şahin'li Borussia Dortmund, Portekiz devi Porto, İskoçların 1 numaralı temsilcisi Celtic ve adını sayamayacağım ama bir zamanlar Avrupayı yerinden sallamış ufak balkan ülkelerinin temsilcileri.

Avrupa Liginin formatını düşünürsek 4 takımlı 12 grup mevcut ve grupta ilk 2 sırayı ele geçiren takımlar bir üst tura yükseliyorlar. Ardından şampiyonlar liginde 3. olarak gruptan çıkamayan ancak avrupa ligine düşen takımlar var. Burada Bursaspor da diğer 4 takıma katılabilir. Her ne kadar dünya çapında kulüpler için trişkadan bir lig gibi görünse de yine de futbolu gelişmekte olan ülkeler açısından önemi çok büyük. Daha da önemlisi bizim gibi araştırma özürlü devletlerin takip etmesi gereken bir yer. Oyuncular Avrupada tanınmak için bu ligde ellerinden geldiği kadar mücadele edip büyük takımlara transfer olma çabasındalar. Yalnızca oyuncular değil teknik direktörler de dahil olabilir bu gruba. Ancak sanıyorumki bizim yöneticilerimiz değil farklı farklı maçları izleyip oyuncu araştırmayı, kendi maçlarını bile zorunluluktan seyrediyorlar... Transfer yapmak istediklerinde ise ehemmiyetle "para"ya bakıyorlar. Ama oyuncunun alacağı değil kendi alacakları paraya. Türk takımlarındaki komisyon skandalı yeni yeni patlak verdi ancak daha 10 sene öncesinden böyle durumlar olduğu belliydi. Bunları nasıl mı bu kadar net söylüyorum. Adı sanı duyulmamış hatta gerçek mesleği futbolcu bile olup olmadığı bilinmeyen Afrikalı oyunculara milyon dolarları gözü kapalı veren bir ülkeyiz biz çünkü...Bir otobüs dolusu zenciyi test için getiren takımlarımız mevcut ligimizde.


Futbolun böyle işgüzarlar tarafından yönetilmeye çalışıldığı bir ortamda oyuncularımızın biraz emek ve biraz da takım ruhuyla bu etkiyi söndürmeleri ve Avrupa tarafından gözetlenen bir pozisyona gelmeye çalışmaları en büyük gayedir sanıyorum... Galatasaray'ın 10 sene önce yaptığını , hadi onu da geçtim yarısını bu 4-5 takımımızdan biri yapacaktır. Ama şimdi ama seneye mutlaka yapacaktır !

24.08.2010

Şampiyonlar Ligi

2010 - 2011 sezonu şampiyonlar ligine katılacak son 10 takım bugün başlayacak ve yarın son bulacak play off lar rövanş maçları neticesinde belli oluyor. Sürpriz mi olur yoksa beklenen takımlar mı mutlu sona ulaşır kestirmek zor ama aklımdaki bir kaç maçta neler olabileceğini yazmadan geçemeyeceğim...


Hapoel Tel Aviv - Salzburg mücadelesinde ilk maçı deplasmanda olmasına rağmen Israil takımı kazandı ve bunu yaparken aynı zamanda 3 gol de attı. Deplasmanda galip gelmek hele hele 3 gol atmak olağanüstü bir başarı sayılabilir.Elemelerde şu ana kadar 12 golle en golcü takım da Tel Aviv... Zaten Israil ve Güney Kıbrıs temsilcileri kendi sahalarındaki maçlarda rakiplerine kök söktürüp istediği sonucu almakla ünlendiler. Bunun için Hapoel Tel Aviv i şampiyonlar liginde görürseniz şaşırmayın...

Tottenham - Young Boys eşleşmesinde ise ilk maç, sıradışı bir skor sayılabilecek Y.B nin 3-2 üstünlüğüyle tamamlandı ki 3-0 da öne geçmişlerdi. Temsilcimiz Fenerbahçeyi eleyen ve elemekle kalmayıp perişan eden Young Boys bakalım White Hart Lane de Tottenham a kafa tutabilecek mi ? Düşüncem Tottenham ın 1-0 da olsa kazanıp turu geçeceği yönündedir.



Sampdoria ilk maçı Werder Bremen'e Almanya'da 3-1 kaybetmesine karşın bu maçta sürpriz adaylarımın en büyüğüdür. Sebebini de şöyle açıklayabilirim. Bremen 1-0 önde götürdüğü maçta Sampdoria lı defans Lucchini nin penaltıya sebebiyet veren kırmızı kartlık hareketiyle farkı açma şansını penaltıdan buldu ve 2-0 yaptı. Bu dakikadan sora 3-1 bitti maç. Ancak geçen sene İtalya da fırtına gibi esen Cassano'lu Pazzini'li Sampdoria Mesutsuz Bremen'i fena halde hırpalayacaktır. Zaten Bremen takımı da hafta sonu aldığı Hoffenheim hezimetinin psikolojik yorgunluğunu henüz atlatamamıştır...

Turu geçeceğine inandığım diğer takımlar ise Ajax , Anderlecht ve Zilina.Şu ana kadar 6 golle en golcü futbolcu durumundaki Partizan forveti Cleo, Anderlecht e bir sürpriz yapabilir diyerek açık bir kapı bırakalım yine de...



Biraz istatistiki bilgi vermek gerekirse klüp değer tablosu önemli bir veridir sanıyorum... Şampiyonlar ligi eleme turlarının futbolcu maliyetleri açısından en büyük takımı Tottenham ve bizim Fenerbahçe ise 4. sırada bu konuda. Ancak şöyle bir durum var ki bu listede ilk 10 a giren hiçbir takım henüz elenmedi, Fenerbahçe hariç...Bu da bizim futbolculara belki de gereğinden fazla değer verdiğimizi gösteren en önemli örnek !' Belki bu akşam elenecek geri kalanlar ama yine de son adımda elenmiş olacaklar...

Maç Sonucu Tahmin Yarışması # 2

Petitin Yeri'nde yaptığımız tahminlerimizde bu hafta, geçen haftaki kadar başarılı olamasak da, yine de kürsüden düşmedik. 2 haftada 10 doğru tahminle yarışmanın 3. basamağında yer alışım beni memnun etti. Ayrıca diğer bir memnuniyet sebebim de 1. sıradakilerin sadece 2 puan üstte olmaları...
Toplu sonuçlar ise aşağıdaki gibi ;

http://petitinyeri.blogspot.com/2010/08/2-hafta-puan-durumu.html

23.08.2010

Mesut'suz Bremen + Futbolda Zeka

Bundesliga açılış maçında Bayern Münih in Wolfsburg u son dakikada da olsa 2-1 ile geçmesinden sonra gözler diğer zirve mücadelesi yapabilecek takımlara yöneldi. Peki hangi takımlar bunlar. Öncelikle sezonun ikincisi Schalke ve ardında Leverkusen,Werder Bremen,Borussia Dortmund ve arkadan Hamburg. Sürpriz bekleyenleri de kırmayalım ve şansları zayıf da olsa Hoffenheim ve Stuttgart ı da listeye ekleyelim.

Bahsettiğimiz takımların 6sı birbirleriyle oynadı ilk haftada ve kimine göre de beklenmedik sonuçlar çıktı karşılaşmalardan... Tabiki bu güç ve kabiliyette takımlar birbirlerini yenebilir ama bir yenilgi vardı ki resmen "hezimet" idi.



Hoffenheim - Werder Bremen maçının bu şekilde biteceğini kesinlikle tahmin edemezdim . Hele hele 2. dakikada penaltıdan golle de olsa Bremen öne geçtikten sonra. Ancak sonra anladım ki Bremen takımında bir şey eksik. Mesut ! Mesutsuz Bremen kafası koparılmış tavuk gibi bir o tarafa bir bu tarafa savruldu durdu. Bırakın kaleye şut çekmeyi, rakip sahada 3 tane adam akıllı pas bile yapamadılar. Tamam her zaman gol bulamayabilirsiniz bunu anlayışla karşılayabilirim ancak akın akın gelen Hoffenheim takımına akıl almaz karşı karşıya pozisyonlar,çizgiye inme imkanları sağlamak da ne oluyor ? 5. dakikadan itibaren Hoffenheim galibiyeti açık açık gösterdi herkese. Nitekim iki siyahi forvet oyuncusunun çabucak attıkları gollerle hemen üstün konuma geçtiler ve ardından da bitmek tükenmek bilmeyen defans hatalarını yetenekleri el verdiğince kullanıp 4. gole ulaşıverdiler. 3. golde İbiseviç in hazırladığı pozisyon bir forvet oyuncusundan beklenmeyecek netlikteydi. 4. gol ise alıştığımız Salihoviç golüydü.



Bu tip karşılaşmalara baktığımızda futbolda geçen sezonun hiç bir etkisi olmadığını, oyuncuların sadece bu maça odaklanmaları gerektiğini ve en önemlisi "ZEKİ" olmayan orta sahalarla futbol oynanamayacağını görüyoruz. Topu alıp akıllıca dağıtabilecek, aynı zamanda top takımında değilken de topu aldığında nereye atacağını düşünecek adamlar gereklidir futbolda. Bunun eksikliğini ülkemiz takımlarından Galatasaray da fazlasıyla çekmektedir. Barış-Mustafa-Ayhan üçlüsünden oluşan mücadeleci(o da bir yere kadar) ama zeki ve kurnaz olmayan topçularla sadece savunma yapabilirsiniz. Bu adamların ataklara yaptığı katkı Mustafa Sarp ın kornerlerdeki arka direk gollerini çıkarırsanız sıfıra yakındır. Zaten beklerde Ali Turan ve Hakan Balta adam gibi orta bile açamazken hücumu 3 kişi yapmak durumunda kalırsınız. Arda topu ayağına aldığında ona ileride yardım edebilecek yalnızca iki kişi olması sebebiyle etkisiz kalırken, Baroş ve Kewell yalnızca birbirleriyle uyumu ve "klas" ları sayesinde etkili olur...

Takım beyninden bahseden bu yazıya Galatasaray ın gelmiş geçmiş en önemli beyni Hagi den bir söz ile bitirelim:

Göt oturur kafa düşünür !