21.08.2010

Bayern Münih Transferi !



Evet, geride bırakmak üzere olduğumuz yaz sezonunda her takım gücü yettiği kadar, fiyatına göre , oynadığı mevkiiye göre oyuncu satın alıyor ya da diğer takımlara aynı şeyi uygulatıyor. Bu tarz işlemleri yaparken de kimi zaman ülkemizin bazı takımları gibi har vurup harman savuruyor ve gereğinden fazla beklentiler içerisine giriyor.
Mesela Real Madrid bu sezon Khedira, Canales ve Mesut gibi 3 genç ismi çok da aşırı olmayan transfer bütçeleriyle aldı. Aynı zamanda Arapların elinde oyuncağa dönen Manchester City klübü ise takımlarının neredeyse en iyileri olan Silva,Kolarov ve fiyat/performans oranı üst düzey olan Yaya Toure ve Balotelli yi kadrosuna kattı. Ancak geçen senenin şampiyonlar ligi yarı finalistlerine baktığımızda çok da transfer yaptıklarını söyleyemeyiz. Barcelona David Villa yı aldı Lyon ve Inter i takip etmesem de sansasyon yapacak ya da medyaya yansıyacak kadar önemli transferleri olduklarını görmedim. Ama bir takım var ki hiç transfer yapmadı. Çünkü dünyanın sayılı klüplerinin adeta transfer yarışına girdiği bu ortamda transfer yapmadan sezonu kapatmayı ve elindeki kadroyu korumayı başarı sayan klüpler de var. Bu takımların en büyüğü de Bayern Münih...



Geçen sezon yakından takip ettiğimiz ve yaz döneminde herhangi bir internet sitesinde adı bile geçmeyen bir klüp. Transfer yapmadı ama kiralık gönderdiği 3 oyuncuyu geri aldı. Defans Breno, sağ bek Ottl ve orta saha Toni Kroos ! Bu adamlar takım içi rekabeti sağlamaları ve gelecek vaadetmeleri açısından son derece önemli Louis van Gaal e göre zira söylemlerinde her pozisyonda oynaya bilecek en az 2 adama ihtiyaç duyduğunu belirtmişt.
Hatta ve hatta sol bekte Contento ve Braafheid in yanına daha iyi bir sol bek transferi yapılıp yapılmayacağını soran gazetecilere , " Zaten sol bek mevkiinde oynayabilecek 3 (Badstuber i de sayarsak) oyuncum var , asıl önemli olan sağ beke 2. adamı almak." cevabını yapıştırmıştı. Tabiki de dünyanın en iyi 5 sağ bekinden biri olan Philipp Lahm ın yerine başkasını oynatması pek beklenemez ancak sol taraftaki oyuncuların kendilerine güveni kaybetmemeleri için bu tarz bir düşünce sergilediğini görmemiz gerekiyor.



Gelelim kiralıktan dönen oyunculara, Breno güçlü fiziği ve hava toplarındaki etkinliği sayesinde takımda yer bulabilir, her ne kadar yedek gibi görünse de ... Çünkü Bavyera temsilcisinin savunması benim gibi savunma elemanlarını dikkatle izleyen birinin hemen gözüne çarpacağı gibi kesinlikle güven vermiyor !? Breno henüz 21 yaşında oluşu ve Demichelis ve van Buyten gibi önemli ama anlaşamayan 2 stoperden öğreneceği şeylerle geleceğin Bayern defansını Badstuberle birlikte oluşturabilir.

Ancak asıl önemli konu Kroos. 20 yaşında Alman liginde kendinden söz ettiren bir yetenek. Yaratıcılık, pas alış verişi ve geçen sene geliştirdiği defansif yönüyle orta sahada her takımın isteyeceği bir oyuncu. Bayern Münih in ilk maçı olan Wolfsburg maçında da asist yaparak pozitif sinyallerini sürdürdü... Biraz daha olgunlaşır ve kadroda kendine yer bulursa asist konusunda van Gaal in ekmeğine yağ sürecektir. Neredeyse sınırsız sayıdaki atak elemanlarının (Gomez,Oliç,Müller,Klose,Ribery,Robben,Schweinsteiger) beslenmesinde önemli rol oynayarak başarı yakalamayı kolaylaştıracaktır...

17.08.2010

Maç Sonucu Tahmin Yarışması

Geçen yıl sıkıca takip ettiğim bu yıl da aynı şekilde devam edeceğim, gezinirken zamanın nasıl geçtiğini anlayamayacağınız bir blog ! Petitinyeri.blogspot.com

Bu yıl da devam eden tahmin yarışmasına katılma kararı aldım. İlk haftada 9 maçımızın 6 sını doğru bildim ve listelere 2. sıradan giriş yaptım.

http://petitinyeri.blogspot.com/2010/08/1-hafta-tahmin-sonuclar.html

16.08.2010

Nerde Eski Golcüler...







Günümüz futbolunda sistemler,tatktikler ve özellikler artık daha geniş bir hal almaya başladı. Mesela eskiden stoper vardı, sadece topu uzaklaştırsın yeterdi. Ama artık öyle değil... O adamın top kullanması, oyun kurması ve atağa destek vermesi bekleniyor. Aynı şekilde hücum oyuncularının bile ilerde baskı kurup rakibi yıpratması, pas alışverişlerinde yüksek başarı yüzdesine sahip olması ve aynı zamanda bulduğu fırsatları iyi değerlendirmesi bekleniyor. Yani kalmadı artık o GOLCÜ OYUNCU lar.



Avrupanın ve hatta dünyanın en üst liglerinden ikisi kabul edilen İngiltere ve İspanyada böyle golcüler kalmadı. Tüm forvet oyuncuları koşan,basan,gezen tarzda oyuncular. David Villa, Rooney, Higuain diye sayarsak altından kalkamayız. He arada tabiki var nokta santrforlar. Ancak bu tip oyuncuların daha sık görüldüğü yer Almanya. Zaten son 2 sezonda üst sıralara oynayan takımların yaptığı iki önemli transfere bakarsak da durumu anlayabiliriz. Eski günlerinden uzak olsa da Hamburg un aldığı Nistelgool ve bu sezon Raul Madridden kovulan El Capitan ! İkisi de daha çok golü koklayan, iyi pozisyon alan ve topa ne şekilde değerse değsin 3 direk ve bir çizginiz üzerinden geçirmeyi başaran oyunculardan.



İkisi de eskisi kadar olmasa da golün kokusunu hala alabildiklerini bu sezon açılışlarında attıkları gollerle bir kez daha kanıtladılar. Raul Schalkeyle çıktığı ilk maçta, hem de Bayern Münih e 2 gol birden attı. Nistelrooy da adının önemsiz olduğu bir takıma 3 gol hediye etti. İşte bu tip oyuncuların hala başarılı olabildiklerini görünce değişmeye çalışan futbol kültürüm gerilere dönüş yapma pozisyonuna geçiyor. Neden sonra anlıyorum ki artık bu tarz futbolcuların yetişmemesi en büyük sıkıntım. Keşke Luca Toni gibi, Nistelrooy gibi, Trezeguet gibi oyuncular yetişse de ben de özlediğim futbolu doya doya izleyebilsem.

Bu satırları da neden yazdığımı soracak olursanız, Spor Toto Süper Lige yeni çıkan Karabükspor un golcüsünü gördüm de aklıma geldi işte... Emil Angelov. "Bu kim ki ?" demeyin, eskilerden işte... UEFA da gol kralı olmuş bi ara, bu haftada takımının galibiyetine gol atarak katkı yaptı. Emenike ile aynen devam etsinlerde ligimizde zorlu bir deplasman daha olsun...