11.09.2010

Tek Rakip ABD !



Her ne kadar yüzlerce sayı atılmasına rağmen 0.5 saniyeye muhtaç olunan bir spordan kesinlikle hoşlanmasam da ...






HELAL OLSUN 12 DEV ADAM !

Hoffenheim Rüzgarı

Bundesliga I de 3. hafta maçları oynanırken,cuma karşılaşan Hoffenheim - Schalke maçını, 2 golle kazanan Hoffenheim, 3'te 3 yaparak serisine devam etti. Rakibi Schalke'nin ise henüz puanı yok...

2008-2009 sezonunun ilk yarısında yaptıkları gibi, Türkiye'nin Sivası gibi sürpriz bir şekilde yine zirveye çıkacaklar mı bilinmez ancak oynadıkları futbol ve görünen gidişat onları Stuttgart,Leverkusen ve Schalke gibi ligin ağır abilerinin 1 adım önüne koyuveriyor. Gerek hücumdaki varyasyonlarıyla gerekse de kanat bindirmeleriyle tamamen kazanmaya odaklanmış, sadece hücumu düşünen, seyirciyi keyiflendiren bir takım olmuşlar... Oynadıkları 3 maçta 7 gol atıp sadece 1 gol yemişler. Üstelik yaptıkları 3 maç da sırasıyla Werder Bremen, St. Pauli ve Schalke gibi ligin gerçekten önemli takımları. Her ne kadar St. Pauli Bundesliga I e yeni çıkmış olsa da , taraftar kitlesi ve mazisi ile ülkemizin Karşıyaka yahut Göztepesi, başarılarıyla olmasa da belki de İngilterenin Nottingham Forrest ı kadar saygı görüyor. Kimse onları hafife alma hatasını yapmıyor.


Hoffenheim'ın oyuncularını bireysel anlamda güçlü,ligde hangi takıma koysanız oynayabilecek birkaç oyuncusu var, Beck,İbiseviç,Simunic...

Bosna milli takımında Dzeko nun arkasında kalsa da 2 sezon önce ligin ilk yarısında 17 maçta 19 gol atarak takımını lider yapan İbiseviç in ne kadar önemli bir oyuncu olduğu ortada.

Andreas Beck ise milli takım konusunda biraz daha talihsiz. Adeta beyaza bakan Finlandiyalı saçlarıyla ilgi çektiği kadar sağ bekte de hücuma verdiği destekle dikkatleri üzerine çekiyor. Takımının yaptığı her atakta ileri çıkıyor ve üzerine vazife olmamasına rağmen atak yönü seçiminin yanı sıra zaman kazanma işini de yapabiliyor...1987 doğumlu bu yüksek kaliteli oyuncunun tek şanssızlığı ise milli takımda mevkiisinde oynayan belki de dünyanın en iyi 5 sağ bekinden biri olan Philipp Lahm. Her ne kadar milli takım kadrosunda yedek olarak dünya kupasına gidebilecek kapasitede olsa da, Ballack'ın sakatlanışının ardından orta saha için alternatifleri bol tutan Löw'ün tercihleri arasına girememişti. Bundesligada gerçekten dikkat edilmesi gereken bir oyuncu.



Hırvatistan defansının vazgeçilmezi olan Simunic ise Vorsah ile birlikte iyi bir ikili oluşturmuş olacaklar ki oynadıkları 3 maçta 1 gol yiyerek başarı örneği sergilemişler. Mişler diyorum çünkü tüm maçlarını seyretme imkanım olmadı, lakin istatistikler de yalan söylemez. Ancak yine de herşeyi istatistiğe bırakmak doğru olmaz. Uzun boyu ve hız eksikliğini tecrübesiyle kapatan Simunic takımın omurgasını oluşturan adamlardan biri.

Yukarıda adı geçmese de, sadece frikiklerini seyretsek yeter dediğim Salihoviç var bir de bu takımda. 3 maçta 2 gol attı ve ikisi de bilin bakalım nereden ? Tabiki frikikten ! Antrenman durumunu bilmesem de sanıyorum ki topu sürekli aynı noktaya gönderebilme kabiliyetini geliştirmek için çok çalışmıştır. Ligin de en iyi 3 duran topçusundan da biridir.

Hoffenheim işte böyle bir takım ve ligi heyecanlandırma adına yaptığı şeyler işe yarıyor. Şampiyon olamasalar da üst sıraları karıştırmaları, seyir zevki vermeleri , bizim gibi dışarıdan bakan insanlara vay be dedirtmeye yetiyor. Trakyanın rüzgarı gibi Hoffenheim, ara ara meydana çıkıyor ve çıkınca da tozu dumana katıyor ...

10.09.2010

Kim Tutar Sizi ?

İtalya Serie A da 2. hafta maçlarında Juventus kendi sahasında Sampdoria ile karşılaşacak. Maçtan önce dikkatimi çeken Juventuslu genç defans oyuncusu Leonardo Bonucci, Sampdoria'nın hücum gücünün büyük kısmını oluşturan Cassano+Pazzini yi durdurabileceklerini iddia etti. Muhtemelen adı geçen ikili de gol atabileceklerini düşünüyordur ...




Benim görüşüm mü ?

Zor Tutar !

Spor Toto Süper Lig Tahmin ¿ 4

Milli maçlar sebebiyle verilen arada lig maçları oynanmadı ve biz de bu haftaya ayrıca hazırlandık. İşte size 4. hafta süper lig maç tahminlerim...


Bursa-Eskişehir: 1
Konya-Buca: 0
Kayseri-F.Bahçe: 2
Beşiktaş-A.Gücü: 1
Manisa-Antalya: 0
Trabzon-Sivas: 1
Kasımpaşa-Karabük: 2
G.Saray-G.Antep: 1
G.Birliği-İstanbul BŞB.: 0

8.09.2010

Çifte Bayram !




Bize çifte bayram yaşattığınız için hepinize teşekkürler ...

6.09.2010

Futbolda Milliyet !



Hazır liglere ara verilmiş,milli takım maçları oynanırken, milli takımda oynayan oyuncular üzerine bir yazı yazmak istedim.Kim hangi milli takımda oynar,bizi neden seçmediler,vatan haini miler yoksa önündeki fırsatları en iyi şekilde mi değerlendiriyor futbolcular ?? Bu tarz sorulara cevap aramak amacıyla başladığım yazıda futbol ve siyasetin ne kadar iç içe olduğunu kendi kendime keşfedip yakınlarımla da tartışmaya açtım.


Bilinen yabancı futbolcular ve de takımları sayesinde geldikleri yerleri hepimiz biliyoruz neredeyse... Peki neden "milliyet"ine mensup olduğu ülkeyi değil de belki belli bir yaştan sonra geldiği ya da babasının geldiği ülkeyi tercih ediyor bu adamlar. Örneklere bakalım ,ki en çok örnek de ABD yi saymazsak Avrupada var sanıyorum. Mesela Fransa avrupanın en kozmopolit ülkelerinden biri. Birkaç farklı ırk bir arada mutlu ve huzurlu olmasa da yaşıyor ancak milli takımda bunun aksine herkes mutlu. İşte Fransa'nın sporda uyguladığı politika. Kendini Fransız hissetmeyen, her türlü problemde hükümetle davalık olan,hakkını yasalarla ve bazen de şiddete başvurarak arayan gettolarda yaşayan Cezayirli adamı nasıl Fransız yapabilirsin ki başka türlü ? Ya da Fransa milli takımı diye sahaya çıkan 10 zenci 1 de Cezayirli(Zidane)nin oluşturduğu takımı nasıl açıklayabilirsin ki ? Bu adamlara memleketin sorumluluğu yüklenip kendilerini Fransız gibi hissetmeleri sağlanıyor.Böylece gelecek nesillerin problemden uzaklaşması sağlanıyor ve devlet bir nevi kendi sigortasını yapıyor...



Son günlerde tartışılan başka bir önemli konu da Mesut Özil ve Almanya adına top koşturan diğer oyuncular. Mesut neden Türkiye'yi seçmedi konusunda bir sürü spekülasyon var ve en ciddileri de bizim federasyonumuzun Mesutla "ilgilenmediği" ama Alman federasyonunun adeta Mesutla içli dışlı olduğu. Ben buna kesinlikle inanmıyorum zira bir insan sadece kanmak isterse aldatılabilir ve diğer bir seçeneğe yönelebilir. Eğer Mesut ben Türkiye adına oynayacağım deseydi hiç bir güç onu "Türk asıllı Alman futbolcu" yapamayacaktı.Demek ki hayalinde varmış,kendi kendini Almanyanın büyüklüğüne inandırmış ve "babavatanını" elinin tersiyle itmiş. Aynı Khedira,Boateng vs. gibi... Belki bu tip adamlar kendi ülkelerinde oynasa şu anda hiçbirini Real Madrid kadar büyük bir kulüp, bünyesinde bulundurmak istemeyecekti, belki de adını bile duymayacaktı.Kişisel kanaatimce Mesut hayallerinin gerçek olmasının mutluluğunu yaşıyor ancak ya ailesinin hayalleri ne olacak ? Acaba babasına "oğlun Almanya adına oynayacak,Türkiye'yi istemeyecek" deseler yine de o çocuğu yapar mıydı ? Göçten sonra Almanların yapmadığını bırakmadığı biz Türkler şimdi hiçbirşey olmamış gibi onlara hizmet etmeye,reklamlarını yapmaya başladık,akıl almaz bir şekilde...



Gelelim Türkiye'de oynayan Marko Paşa lakaplı Aurelio'ya ? Ya da Elvan Abeylegesse,Alemitu Bekele,Bora Vang,Cem Zeng,Natalia Hanikoğluna ! Bu adamları milli yapmak Türkiyede yaşayan azınlıkların kendilerini Türk hissetmesine,onu da geçtim devlete bağlılıklarını arttırmaya ya da devlet politikasına katkı mı sağlıyor ? Tabiki hayır ? Zaten bakınca hangisi Türkiye'de doğmuş ? Hiçbiri !! Futbolu bıraktıktan 2 ay sonra Türkiye'de bile yaşamayacak adamı alıp niye kendi çocuklarımızın önünü kesiyoruz ? Madem öyle yapacağız niye altyapı çalışmalarını sürdürüyoruz ? Gidelim 15 yaşında 100 tane adam satın alıp milli takımlarda oynayalım. Boks için Kübaya basalım parayı adam alalım ya da yetiştirtelim,artistik patinaj için Rusya ile ilişkilerimizi düzeltelim ya da koşucular için Jamaikadan birkaç fizikli çocuk kapatalım ? Kapatalım ki Nevin Yanıt'ımız,Naim Süleymanoğlu'muz,Arda Turan'ımız,Hakan Şükür'ümüz,Hidayet Türkoğlu'muz yetişmesin bir daha ? Ne gerek var zaten değil mi ??