1.05.2010

iddaa tahmin # 5 - 01.05.2010


İşte bu haftaki iddaa tahminlerim. Biraz geç oldu ama takip edenler yararlansın yine de ...

Köln - Freiburg # 1 -
Borussia Dortmund - Wolfsburg #1 -
Schalke - Werder Bremen # 1 -
Stuttgart - Mainz # 1 -
Alaniya - Rubin Kazan # 2 -
Antalyaspor - Gaziantepspor # 1 +
Fulham - West Ham United # 1 +
Lille - Nancy # 1 +

30.04.2010

Maç bizim, kupa bizim !!!



Geleneksel bilmem kaçıncı İYTE halı saha turnuvası (yurt tarafından organize edildi) final maçında zorlu rakibimiz Anafor'u 3-2 gibi spekülatif bir sonuçla yenmenin mutluluğu içindeyim. Grup maçlarında da 3-3 kalmıştık bu takımla. Hatta öyle ki rakibimiz yarı finale bile çıkamayabilirdi biz yensek...

Defans oyuncusu olan ben ilk yarının sonlarında , yerimi doğum günü çocuğu arkadaşım DMF ye bıraktım tereddütsüz. Gerçi arkadaşım alkollüydü ama oyuna girdiği sırada benden başkasının farkettiğini sanmıyorum :) Zaten oynadığı mevkii itibariyle akli özelliklerine çok da fazla ihtiyacı olmadığından zorluk yaşamadı. Oradan oraya koşuşturarak atakları kesmesinin yanı sıra, orta sahadan gol atamamanın burukluğu içerisinde olduğunu düşünüyorum... Bir maçta iyice abartıp orta sahadan 3 gol atınca Selçuk Şahin damgası bile yemişti ! Gol ayaklarımızın en etkilisi bana kalırsa yabancı oyuncu kontenjanımızdan takımımızda bulundurduğumuz Arnavut arkadaşımızdı :) Sol ayağını çok iyi kullanmasının yanı sıra vücudunu da en az o kadar iyi kullanabiliyor.



Maç sonuna doğru sakatlıklar oldu ama galip geldiğimizde hepsi unutuldu. Anafor un yaptığı çirkefliği de unutmayacağız.(Burada Komando Behnam ve Hasan ı ayırıyorum) Hea bu arada yaptıklarımızı anlattım ama şimdi "E tamam da siz kimsiniz ? " diyebilirsiniz. Biz mi kimiz ?



İYTE BULLS

29.04.2010

Barcelona - Inter # Yarı Final



Öncelikle Inter i ve Mourinho yu Barcelona'yı elemelerinden ötürü büyük bir zevkle kutluyorum ama finalde başarı dilemiyorum :) Münich taraftarı olduğumu bilmeyen kalmamıştır heralde. Her ne kadar Inter i favori görsem de Almanların şampiyon olmasını daha çok istiyorum.

Akşamki maçta Inter tam beklediğim gibi oynadı. Nerdeyse Barcelona'ya pozisyon vermediler. Sonra çıkıp da " Yok abi adam 10 kişi savunma yapıyor." demeyin bana. İlk maçtan nasıl 3 tane attılar ? Turu geçmek için en iyi yöntemi uyguladılar ve amaçlarına ulaştılar. Zaten teknik direktörün işi de bu değil midir ? Her maç aynı taktiği yapacak olsalar, ligin başında taktik belirleyip teknik direktöre ihtiyaç duymazsın. Keşke kırmızı kart olmasaydı da Inter gol atsaydı. Buna inanıyorum, büyük ihtimalle atardılar...



Gelelim maçın adamına. Maçın en önemli adamı Mourinho dur. Nedenini anlattım. En az bunun kadar önemli bir adam daha vardı dün sahada. Pique ! Attığı golü başkası atsa ooooo helal nası çaktı falan yorumları yapılır. Çok zor bir işi başardı Pique. Zaten defansta dururken isabetli paslarıyla dikkat çekiyor ama böyle bir gol atabileceğini ben bile düşünemedim. Bunu yapabilecek defanslar, Lucio, Ferdinand derdim ama Pique değil ...

Neyse , bakalım Münich - Inter finalinde kimin istediği olacak. Gol ve skor tahminlerinizi bekliyorum. Şimdi değil 20 gün sonra falan :)

28.04.2010

Moacir Barbosa

Yaptığı yanlışı ulusu hiçbir zaman unutmadı ve affetmedi.




1940’ların sonunda Moacir Barbosa dünyanın en iyi kalecileri arasındaydı. Barbosa, ayrıca eldiven giymeyen bir kaleciydi. Çünkü topu çıplak elleriyle hissetmek istiyordu.Bu yüzden bir çok ödül aldı. Ama asıl ününün Brezilya futbol tarihinin en büyük hatası ile aynı anlamda olmasaydı. 16 Temmuz 1950 Dünya kupasının finalinde, Brezilya Rio De Jenerio’da 200 bin kişiyle tıka basa dolu Büyük Maracaca Stadyum’unda Uruguay’a karşı oynuyordu.

2. yarının ortalarına doğru skor 1-1’i gösteriyordu. Uruguaylı Alcides Gigghia sağ kanattan defansın son adamı Bigode’yi geçerek topu ağlara gönderdi. Bu anlatımda normal bir golmüş gibi gözükse de Barbosa, Gigghia’nın çapraz koşu yapmasını beklediği için kapattığı köşeyi açması sonucu golü filelerinde gördü. Bu olay bütün Maracana’nın susmasına ve Uruguay'ın beklenmedik bir zafer kazanmasına sebep olmuştu.



İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Bu olay Brezilyalılar için büyük bir aşağılanma anlamına geliyordu. Brezilyalılar ezeli yerel rakiplerine yenilmişlerdi. Sadece bu değildi tabi ki! Evet! Yenilmişlerdi ama bu yenilgi Brezilya futbolunun büyüklüğünü göstermek için inşa ettikleri 200 binlik Maracana’daydı. Asıl sorun işte buydu. Ayrıca Brezilyalılar Dünya Kupasını kaldırmak için 8 sene daha beklemek zorunda kalacaklardı.



Barbosa resmen günah keçisi ilan edilmişti. Bu kariyerine de etki etti. Ondan sonra hiçbir zaman kariyerinde başarılı olamadı. Artık hayatının geri kalanında bu suçu taşımak zorundaydı. Barbosa ölümünden 2 hafta önce şöyle diyordu. ‘Brezilya kanunlarına göre en ağır ceza 30 senedir. Ama ben tam 50 yıldır bu cezayı çekiyorum.’



Brezilyalıların futbol için olan tutkularının kötü yanı Barbosa’ya o maçı unutmasına izin vermiyordu. Barbosa verdiği bir röportajda hayatındaki en kötü anın Giggha’nın golü olmadığını söylüyordu. Çünkü maçtan 20 yıl sonra bir süpermarkette bir kadının oğluna dönerek. ‘Ona bak oğlum, İşte bütün Brezilya’yı hüzne boğan adam o!’ dediğini duymuştu. Barbosa işte burada yıkılmıştı. İnsanlar bir türlü onu affetmiyorlardı.

Hatta arkadaşları bile onu affetmiyorlardı. 1993’te 94 Dünya Kupasına hazırlanan Brezilya Milli takımnı ziyaret etmek istediğinde batıl inançları olan Teknik direktör yardımcısı Mario Zagallo, onun takıma kötü şans getireciğini düşünerek oyuncularla görüşmesine izin vermemişti.



Barbosa, 27 mart 1921’de Sao Paulo’nun Güney-Batısında yer alan Campinas’da doğdu. Birkaç yıl amatör külüplerde oynadıktan sonra Rio’da Vasco da Gama’ya transfer oldu. Orada tam 14 yıl kaldı.Ulusal takımın ilk siyahi kalecisi oldu. Derisinin rengi birçok kişi tarafından onun antipati oluşturduğunu düşünüyordu.

Barbosa, 42 yaşında futboldan emekli oldu. 20 yıl kadar da Maracana’nın idaresinde çalıştı. Bu işten de emekli olunca. Karısı Cotilda ile Sao Paulo sahiline taşındılar. Fakat karısı 50 yaşında kemik kanserinden dolayı 1997 yılında öldü. Bu olaydan sonra Vasco da Gama takımı ona aylık olarak 700 Pound vermeye başladı. Böylece Barbosa yaşadığı evin kirasını ödeyebiliyordu.



O artık kendi başına yaşıyordu. Çocuğu olmamıştı zaten hiç. Artık akrabaları bile aramıyordu. Karsının ölümünden sonra ona tek yardım eden arkadaşı olan Teresa Borba şöyle diyordu-‘ Barbosa omuzlarımda ağladı. –Ben suçlu değilim, biz orda 11 kişiydik diye.

Ve Dünya futbol tarihinin en acımasızca cezalandırılan kalecisi Moacir Barbosa 7 Nisan 2000'de 79 yaşında hayata gözlerini kapadı.

27.04.2010

Münich vs ?





Olic ve arkadaşları !

Şampiyonlar Ligi yarı finalinde Lyon vs Münih maçında durum 3-0. Bu skorla hatta daha değişik skorlarla bile Bayern Münih turu geçmeyi garantiledi. Zaten önde götürdüğü mücadeleyi Lyon un 10 kişi kalmasıyla farka taşımayı bildi. Bu durum öyle böyle bi 10 kişi kalma değildir, oyundan atılan Cris tir. Ribery nin olmaması ve Hamit in şu ana kadar beklenenin çok üstünde performans sergilemesi Bavyera temsilcisinin işini kolaylaştırdı. Oliç i saymaya gerek yok,çünkü 3 gol atmış bir oyuncu için "iyi oynadı" tanımını doğru bulmuyoru. Böyle yüksek zorluklu ve ehemmiyetli bir maçta 3 gol atmak kolay değildir.

Aşağıdaki resim maçın kaderini belirleyen 2 adam ve mekandan oluşuyor! Çok fazla önemi var gözümde...


Maçı SAT 1 den seyredenlerden aldığım duyumlara göre 2. gol den sonra spikerin tanımı şu olmuş:
GAME OVER

Bunu böyle rahat söyler tabi, ne de olsa futbol 11 er kişiden 2 takımın topun peşinde koşarak gol yapmaya çalıştığı ve sonunda Almanların kazandığı bir oyundur, değil mi ?

99 da alamadıkları kupayı alırlar mı ? Ne dersiniz ?


Metzelder Resmen Schalke 04 te !





Tecrübeli defans oyuncusu, aynı zamanda Alman milli takım formasını da çok defa başarılara taşımış bir kişilik Metzelder. O'nu "Dünya Kupası sonrası sakalımı keseceğim" ifadesinden tanıyan bir çok arkadaş olsa da , o açıklamayı yapmadan önce de severek izliyorduk kendisini.


Borussia Dortmund yıllarında parlayan, Real Madride transferi sonrası sakatlıklar sebebiyle pek fazla forma giyme şansı bulamayan Cristoph Metzelder, Schalke ile 3 yıllık sözleşmeye imza attı. Umarım bu yıl yapılacak Güney Afrika dünya kupasında Mertesacker le birlikte defansın değişmezi olur. Herkes bilir, defansta bireysel olarak iyi olmaktan daha da önemlisi, yanındaki arkadaşınla uyum sağlayabilmektir. Bu ikili, her ne kadar ünlü olmasalar da , Almanya milli takımında gerçekten iyi işler yapmaktadırlar. Mertesacker belki de milli takım formasını en çok giyen oyuncu olacak, Mattheus u bile geçecek.




Bunlara ek olarak Metzelder in başarılarına bir bakalım. 2002 Bundesliga şampiyonluğu,2002 UEFA finalistliği, 2002 dünya kupası finalistliği ve 2006 dünya kupası 3.lüğü...(Milli takım başarılarında Mertesacker in de olduğunu unutmayalım !)Azımsanamayacak başarılar bana kalırsa.
Gözümde değeri yüksek olan bu tip bir futbolcunun Bayern München takımına transfer olmasını daha çok isterdim. Demichelis ile van Buyten e hiç güvenmiyorum !