15.10.2010

Nuri : Kapak !

Birkaç dakika önce biten Köln - B.Dortmund maçından ilginç bir olay aktaralım.

Maçta üstün taraf Dortmund iken son dakikalarda Podolski şık bir gol attı ve en azından bu skoru koruyabilmek için birkaç futbol hilesine başvurdu. Topu köşeye atmalar filan işte.. Ama asıl olay bundan sonra. Aynı düşünce içerisinde hareketlerine devam ederken milli gururumuz Nuri Şahin'e sert bir faul yaptı. Ardından tartışma çıktı ve iki futbolcu da birbirlerine diklenmeye başladılar. Neden sonra görüldü ki Podolski, Nuri'nin gururuyla resmen ve alenen oynadı. Eliyle yaptığı hareketler 3-0 ı gösteriyor ve tavırları "Nasıl çaktık, sen burda ağla ! " diyordu.

Ancak top yuvarlak. Faul kullanıldıktan sonra Borussia Dortmund topluca hücuma çıktı ve Lewandowski'nin pasında Nuri rakibe çarptırarak da olsa gol atmayı başardı ve takımını galibiyete çok yaklaştırdı. Tüm takım Nuri'yi kutlamaya çalışırken Nuri koşarak orta sahaya gidiyordu. Nedeni açık, Podolski oradaydı. Podolski'nin önüne kadar dizlerinin üstünde kayarak "Bu sana girsin" temalı harektini yaptı ve görüldü ki Podolski pişmanlık ötesi duygular yaşıyor. Kaleci Weidenfeller de Nuri'ye destek verdi ve beni bir kez daha sevindirdi.

Maçı 2-1 yenmenin yanında, maç fazlasıyla lider konuma geçtiler. Yolları açık olsun, Podolski'ye kapak olsun !






İşte efsane olayın videosu :



Not:Resimler "Borges" ten çalıntıdır !

13.10.2010

Kurtarıcılık Yapmak !

Sezonlara yeni oyuncularını adapte etmeye çalışarak başlayan kulüpler bazen hayal kırıklıkları yaşayabiliyor. Hatta ve hatta yeni transfer sayısı 2 yi geçmeyen bazı kulüpler bile liglerinin dibine demir atmış durumdalar. Psikolojik sorunlar, mental uyum sıkıntıları takımların düzenini bozup , başarı seviyesine büyük oranda etki ediyor.
Liglerin üst sıralardaki takımları bu duruma sevinse de , yaptıklarının tesadüf olmadığını göstermek için tedbirler alıyorlar. Zira futbolun ve Bayern Münih'in efsanelerinden biri , "Mainz ın şu anda yenilgisiz lider olması hiç bir şey ifade etmiyor. Nasıl olsa düşecekler." anlamında kelimeler sarfediyor.
Her şeyin değişken olduğu spor dünyasında, dinamiklerin birbirine etkisini azaltamazsınız ancak bazı oyuncular hiçbir dinamikten etkilenmeksizin kaldığı yerden devam ediyor. Bunların arasında eski takımından kovulmuş, birkaç yılda birkaç kulüp değiştirmiş isimler de var.

Bundesliga'da efsane günleri kadar olmasa da verimi yüksek düzeyde olan Hollandalı'lardan bahsedelim. Başa tabiki de Huntelaar'ı değil, bir gömlek üstü Nistelrooy u yazacağız.


Tribünlerden "Ruud Ruud" seslerini ne kadar çok duyarsanız bu adam o kadar çok gol atmış demektir. Manchester United'da , Premier Lige geldiği sezon en çok gol atan oyuncu rekorunu 25 golle kırmıştı. Sonradan Torres e geçilse de , Real Madrid kariyeri de onun hayatında önemli olaylardan biriydi. Her ne kadar sakatlıklar ve çeşitli problemler sonucunda fazla oynama şansı bulamasa da dakika-gol oranı gayet yüksek.Çıktığı 12 maçta 8 gol atmış, yeter de artar. Şu an Hamburg'da da gol krallığına oynuyor gözüküyor. Zaten Bundesliga'ya geldikten sonra oynadığı 25 maçta(Avrupa Ligi dahil) 12 gol atmış ki yeni yetme golcülere göre iyi, kendisine göre sıradan bir veri...



Huntelaar çalkantılı yıllarından sıyrılmıştır umarım, sanıyorum ki Schalke ona yaradı , gol makinesinin evrim geçirmemiş pozisyonunda şu an... Schalke de 7 maç 5 gol, EURO 2012 elemelerinde ise 4 maç 8 gol. Magath bereketini görsün !

Bazı forvetler de takımında ne yapsa yaranamayan, bir türlü gol bulamayan, ancak milli takıma gelince kaplan kesilen tiplerden. En önemlileri şüphesiz Klose ve Podolski.


Podolski , yaşı 25 olmasına rağmen alman milli takımında 83 kez oynamış ve 42 gol atmış. Oysa ki kariyerini sürdürdüğü Bundesliga'da yanlışım yoksa sadece 40 golü var. Tam bir milli golcü. Klose biraz daha iyimser ama sonuç farklı değil. Bundesliga'da gol ortalaması 0.5 bile değilken milli takımda 105 maçta 58 gol atmış. Belki milli takımda oynamaya devam edip "The Bomber" lakaplı Gerd Müller'in 68 gollük rekorunu kırabilir. Unutmayalım ki büyük usta 68 golü sadece 62 maçta attı. Bizim Hakan Şükür - Tanju Çolak meselesi gibi, sadece rekor kırmış olur...

Futbolun en önemli noktalarından forvetlerin durumu , gerektiği anda gerektiği gibi kullanılmasıyla çok çabuk değişebiliyor. Ne demişler, "Special players do special things, at special times !" . Bu adamlar da işte böyle, "special" , boş zamanlarında kurtarıcılık yapıyorlar...

11.10.2010

Messi : Küçük Dev !

Dünya futbolunun efsanelerini ancak maçlarda görüğümüz kadar tanıyabiliyoruz. Ya da gazetelerde , dergilerde yayınlanan röportajlarından. Çoğu da , oynadığı takım, küçükken tuttuğu takım ve yine futbol üzerine oluyor bu röportajların. Şöyle adam gibi büyük bir futbolcunun , bazı takımların efsane olmuş oyuncularının hayatlarını anlatan belgeseller çekilmiyor,kitaplar yazılmıyor. Evet, bazı kulüpler , efsanelerinin kitaplarını yaptı. Ama ulaşması çok güç ve de bizim gibi bu işlerde profesyonel olmayan adamların bütçesini zorlayabilecek nitelikte.


Sanal alemde bunların tersi bir olay gördüm hem de dünyanın en çok konuşulan oyuncularından birinin hayatını anlatıyor. Messi'nin... Tam anlamıyla küçüklüğünden Barcelona A takımına çıktığı ana kadar yaşadığı öyküleri almış Uğur Önver kaleme. İşte gözüme ilişen notlar;

+ Messi'nin 2 abisi, 1 de kız kardeşi vardır.

+ Küçükken en yakın arkadaşı Enrico'dur, öyle ki bugün hala kullandığı imzasını onunla birlikte icat etmiştirler.

+ İlkokulda lakabı küçücük boyundan sebeple "Bit" anlamına gelen "Piojo" dur.

+ Babası ve Enrico futbol fanatikleridir. Babası Jorge Messi ,Maradona aşığıdır , tüm istatistiklerini ezbere sayar, tüm River Plate tarihini bilirler. Messi ve abisi ise River Plate de oynayan oyuncuların boy , kilo , gol sayısı gibi tüm özelliklerini bilirler.

+ Messi'nin büyüme hormonu yaşıtlarına göre 4te 1 oranda çalışır. İlaç kullanmak durumunda kalmış ve babasının gözündeki efsane kulüp River Plate bunu karşılamayı kabul etmeyerek tarihinin hatasını yapmıştır.

+ Messi futbola başladığında güçsüzlüğünü gidermek için normal toptan 4-5 kat ağır toplarla şut çalışmış, hızını arttırmak ve ayakta kalmayı öğrenmek için küçücük boyuna rağmen kendinden 3-4 yaş büyüklerle aynı takımlarda oynamıştır. Belki de bugünkü çalımlarını ezilmeme çabasına borçludur.

+ Katıldığı alt yapı seçmelerinde ilk seçilen hep o olmuştur.

+Messi Barcelona'ya geldiğinde takımda Guardiola,Stoichkov,Koemann gibi dünya çapında isimler oynuyordu.

+ Barcelona sadece Messi yi değil, ailesini de İspanya'ya getirmiştir, büyük kulüptür !

+ Bugün Messi'nin büyüklüğünü konuşuyorsak, onun gibi çok büyük futbolcuların ( Puyol,Xavi,İniesta) ilk profesyonel hocaları olan Barcelona altyapı sorumlusu Rexach a borçluyuz.

Kitap genel itibariyle kolay okunuşlu olmasına rağmen biraz fazla acıklı olmuş sanki. Diğer yönlerine de değinilseydi çok daha iyi olurdu. Fiyat konusunda minibüs parasından ucuz desek yanılmayız. Nice böyle kitapları, ileri derece spor meraklısı olarak bekliyoruz ve destekleyip korsan almıyoruz !

10.10.2010

Cafu vs Nedved !

Eskilerden futbolcu biyografi ve enteresan anılarını araştırmayı sürdürürken , efsane diye tabir edilen isimlere bakıyordum ki ne göreyim ... Eminim ki görmeyenleriniz vardır.



Nedvedi ben de severim ama Cafu köpek etmiş desek çok mu abartmış oluruz ?