24.05.2011

Takip Listemin Akıbeti !

Yıl boyunca çok fazla olmasa da birkaç tanınmamış yüz hakkında bilgi verdik buradan. Bakalım şimdi bu oyuncular neler yapıyor !


Karcemarskas

Gaziantepspor'un Spor Toto Süper Lig'de 4. olmasında büyük katkı sağlayanlardan biri. Tabiki Tolunay Kafkas, Olcan Adın, defanstaki Danny ve genç forvet Cenk Tosun, Litvanya milli takım kalecisinin daha üstünde katkı yaptılar. Ancak Karcemarskas iyi kaleci olduğunu 31 gol yiyerek gösterdi. 31 gol ilk baktığınızda fazla gibi gelebilir ancak ligimizde 33 golün altında (Gaziantep takımı 33 gol yemiş) sadece 2 takım var.


Martin Harnik

Takımı Stuttgart zor günler geçirirken 8 golle belki de ligde kalmasına büyük yardım yapan oyunculardan biri Harnik. Sadece 17 maç ilk 11 de başlamasına rağmen 8 gol iyi sayılır. Bunun gibi bir de Mönchengladbach'ın genç yeteneği Marko Reus da takımına iyi katkı yapmıştır , ancak onu yazmadık. Stuttgart Avrupa Ligi'nde tur atlarken Martin Harnik de 5 gol kaydetti. Cacau ve Pogrebnyak takımın as oyuncuları olmasına rağmen onlardan sadece 1 gol geride kaldı. Demek ki takip etmeye değer bir oyuncuymuş.


Sven Bender

Borussia Dortmund'un yıllar sonra gelen şampiyonluğu ve Nuri Şahin'in Real Madride transferi konularında en büyük rolü oynayan oyuncudur bana göre Bender. Nedenini şöyle açıklayabiliriz, günümüz ideal orta sahalarının defansa yönelik oyuncularından olmasına rağmen çok fazla koşar ve sürati iyi olduğu için takımı hızlandırır. Orta sahanın dinamosu tabiri sanki bu oyuncu için yapılmış diyebiliriz.. Bu sezon Nuri'nin yerine de koşması ve ikili mücadelelerde gösterdiği çaba gerçekten takdire şayan. Tüm takım gibi o da çok genç ve önü çok ama çok açık. Benim gözümde Gattuso'nun sinirleri alınmış olanıdır kendisi.


Bastian Oczipka

Bir kaç maçını seyrettikten sonra iyi oyuncu olduğunu düşündüğüm Oczipka beni biraz şaşırttı. Başka takıma transfer oldu mu bilmiyorum ancak takımı Saint Pauli küme düştü. Zaten Oczipka da sadece 21 maçta forma giyme şansı bulabildi. Sanıyorum yanılmışız...


Alessandro Matri

Cagliari'deyken görüp beğenmiştik kendisini. Sonra forvet krizine giren Juventusa geldi ve lig sonunda gol krallığında 20 golle 4. durumda. Fazla söze gerek yok, Matri gerçekten golcü !


Jose Callejon

Barcelona'nın ezeli rakibi Espanyol'un forvet ve forvet arkası oyuncusuydu Callejon. Ancak bugün öğrendiğim kadarıyla Real Madrid ile 5 yıllık sözleşme imzalamış. Sanmıyorum ki sürekli forma şansı bulsun ama Real Madride transfer olmak bile başlı başına bir iş. Yüzümüzü kara çıkarmadı :)

6.05.2011

Futbolcu Muhabbeti..

"Liverpool maçından önce , maça hazırlanırken eğer penaltı olursa kim kullanır diye düşündüm ve bir kaç videodan sonra Joe Cole vurur dedim. Joe Cole un kullandığı bütün penaltı vuruşlarını izledim ve maçta olan penaltıyı kurtardım. Bunda büyütülecek bir şey yok, çünkü benim işim gol yememek. Bunun için de çok çalışıyorum, sadece video izliyorum sanmayın. Bol bol kitap da okuyorum ama kalecilik hakkında kitap okumama gerek yok, çünkü kitap gibi bir hocam var."

Onur Kıvrak



"Fransa'da altyapılarda futbol ve okul iç içedir. Öyle ki günde 2-3 saat antrenman yapılır , geri kalanında ise ders yapılır. Kıyaslayacak olursak derslere verilen önem futbola verilenden çok daha öndedir. Çünkü eğitmenler bilirlerki 100 kişiden anca 3 ya da 4 ü futbolcu olabilecektir. Bu yüzden çocuklar futbolcu olamasa da iyi bir hayat kurabilmeleri için gerekli ne varsa öğretilmeye çalışılır."

Mamadou Niang

"Maç oynanırken eğer bir pozisyonda sakatlık geçirirsem, hayati tehlikesi var mı diye sorarım. Yoksa maça devam ederim.."

Ömer Erdoğan

"Bilet alıp maça gelen her taraftarın bana küfretmeye hakkı vardır .."

Steven Gerrard

"- Defans oynamayı neden seçtiniz ?
- Çünkü topu tribünlerin en üst sırasına atsam da kimse bana kızamıyor.."

John Terry

" Bir maç sırasında Gascoigne'a IQ'sunun forma numarasından küçük olduğunu söyledim ve bana 'IQ da ne demek' diye cevap verdi "

George Best

" Benim mesela Almanya maçından sonra Bayern Münich'e transferim vardı. Adamlar bi araştırmışlar, almadılar..."

Sergen Yalçın

"Doktorlar sigarayı bırakmazsam futbol oynayamayacağımı söylediler. Ben de futbolu bıraktım.."

Johan Cruyff

" Beckham sol ayağını kullanamıyor, hızı yeterli değil, kafa vururken de görmedim. Ayrıca çok gol de atamıyor ama onun dışında iyi.."

George Best



19.03.2011

Gol Vuruşu # Elano N'aptın ?



Bizdeyken atmazdı mnskym...

17.03.2011

Materazzi


Hatırlandığı üzere 2006 dünya kupası finalinde Zidane Materazziye güzelce bir kafa atmıştı. Olaydan sonra keşke göğsüne değil de ağzına yüzüne çaksaydı demişliğimiz olmuştur. Bunun ardından da sürekli Materazzi'nin Zidane'ı nasıl tahrik ettiği tartışıldı durdu.



İki gün önce oynanan Bayern Münich - Inter maçında buna benzer bir olay yaşandı. Materazzi kadroda olmamasına yani yedek olmasına rağmen Schweinsteiger'le tartışma yaşadı. " Artık Zidane'ı daha iyi anlıyorum" diyen Schweinsteiger maç sonunda da provokasyonla karşılaştığı için sahadaki performansının düştüğünden yakındı.

Aksine Materazzi ise rahat konuşmasında "Madriddeki finalin intikamını alacaklarını söyleyen Bastian'a birkaç kelime söyledim. O da Italyadan sadece Milan'a saygı duyduğunu söyledi. Artık bize de saygı duyuyordur herhalde. Ne de olsa söyleyecek lafın varsa bunu kazandıktan sonra yapacaksın." cümlelerini kullandı.

Psikolojik savaş konusunda eğitimli İtalyanlar yine zirveye oynamaya devam ediyor sayın seyirciler..

4.03.2011

Kilit Takım !


Dün yapılan toplantıdan bir demeç verelim.. Adnan Polat aynen şöyle dedi !

"Galatasaray takımı hiçbir zaman hedefsiz kalmamıştır.Bu yıl da hedefsiz değildir. Ligde şampiyonluğa oynayan 3 takım da arenaya gelecek,bize gelecek. Dolayısıyla şampiyonu biz belirlemiş olacağız ! "


Artık şampiyonluğu rüyasında bile göremezken şampiyonu belirlemek bile sevindiriyor başkanı, helal sana bee..

2.03.2011

Bloguma Dokunma !


Dokundular ama neyse..

1.03.2011

Deli Çocuğun İntikamı

Çocuk falan diyorum da 50 yaşına geldi kafa sanırım hala aynıdır. Yaptığı delilikler akıllara zarar. İşte öfke ve kinini aylarca içinde tutmuş bir adamın ilk fırsatta patladığı an..




Haaland , Roy Keane'e sert bir faul yapar ve Keane yerde kalır, üstüne "kalk yerden , numara yapma " laflarıyla Kaptanı uzun süre sahalardan uzak bırakacak kadar sakatladığını bilmeden, kızdırır. Rövanş acı olur ama.. Keane çaktığı tekmeden sonra , "kalkma yerden" , "ben vurdum kırmızı kartı göster, dostum sen de şu kaptanlık pazubandını al, hadi hayırlı işler" dercesine terkediyor sahayı...

23.02.2011

Avrupa Ligi Tahminleri

Geçen hafta avrupa liginde 5 maça sistemle 281 lira kazandım ve bu hafta da tahminlerimi paylaşayım dedim. Oynadığım 5 maç 90 oranlı oluyordu ve sistem yapmasam 540 lira alacaktım, herneyse geçelim tahminlere ...

Stuttgart - Benfica 1
Braga - Lech Poznan 0
Villareal - Napoli 1
PSG - BATE 1
Liverpool - Sparta Prag 1



ve Haftanın Birincisi..


Uzun süredir katılmakta olduğum Spor Toto Süper Lig tahmin yarışmasında bu hafta birinciliği elde ettim. Genel toplamda derecem üst sıralarda, kötü sayılmaz. Bu mutluluğumu sizinle de paylaşayım..




22.02.2011

Futbolun Irkı


Son dönemlerde bir hayli azalsa da artık tek bir yerde meydana gelen ırkçılık konulu tepkilere bile katlanamaz olduk. Aslında doğrusu da bu değil mi ? Belki de değil..


Hemen kızmayın, ilk önce okuyun. Bilindiği üzere birçok futbolcu ırkçılığa maruz kaldı, Barcelona'nın yıldızı Eto'o da , Panathinaikos'lu ecnebi tabirle "overrated" futbolcu Djibril Cisse de. Düşününce görüyoruz ki bunların bir ortak noktası var. Bu adamlar çeşitli ayrımlanabilir ırkların iç içe yaşamadığı yerlerde top oynarlarken oluyor bu olaylar. İspanyada kaç tane siyahi vatandaş var mesela, yok desek yeridir. Aynı şekilde Yunanistan da öyle değil mi ?

Aslında bu durumun hoş görülecek ya da yadırganacak bir tarafı da yok , çünkü insan ne adını, ne fiziksel özelliğini, ne ırkını ne de memleketini seçebilir.. Bana küçükken öğretilen en temel şeyi "ırkçılık yapanlar" öğrenememiştir: Bir insanla , elinde olmayan sebeplerden alay edemezsin ! .Bu konu çok hassastır çünkü özünde herkes ırkçılık yapar, kimse Mevlana'nın dediği gibi hoşgörüde deniz gibi olamaz. Fakat bu ırkçılık mümkün olduğunca günlük hayatta dışa yansımaz...


Bakın bu durum sadece "FİZİKSEL fark" olduğu için böyledir, çünkü Yunanistan'da da İspanya'da da farklı ırklara mensup halklar yaşamaktadır. İspanya'da Katalanlar, Endülüsler, İspanyollar ve Bask bölgesinde yaşayanlar bir arada yaşamaktadır. Kimse de gidip bu adamlara ırkçılık yapmaz, en azından belirgin olarak yapamaz. Yaparsa koskoca devletin medya odağı olarak yargılanır. Hatta Pique ve Ramos'un ibretlik bir videosu vardır ki Ramos da kime posta koyacağını iyi bilmiştir .Zira aynı hareketi Puyol ya da Xavi karşısında yaparsa problem çıkar.Bakmayın gazetecilerin güldüğüne, Ramos gayet ciddidir ve bunu sindiremez bir edayla bakınmaktadır. Alay geçer gibi gülümsemesi de aşağıda bariz belli olur..





Asıl problem dışarıdan gelip "içeride" bekleneni veremeyenler ya da tam tersi, beklenenin fazlasıyla verip rakip takıma kapak yapanlardır. Eto'o ne zaman ıslıklansa, hep rakip takımın seyircileridir bunlar, çünkü gururlarına yediremezler böyle bir onlara göre 2. sınıf insandan gol yemeyi. Aynı meseleyi İsveç adına tartışacak olursak Henrik Larsson ülkenin gelmiş geçmiş en önemli futbolcusudur belki de , en çok gol atan da, avrupada en çok oynayan da O'dur. Hiçbir İsveçli de bu adamı dışlamaz, çünkü ülkelerini gururla temsil etmiştir.

Bu dünyada birbirini sevmeyen ülkeler, savaşlar olmasaydı belki o zaman ırkçılık olmazdı. Sanıyorum bu olguyu kaldırmak çok zor, internete düşmüş dosya gibi yasaklanması da imkansız. Verirsin kocaman cezanı , beklersin bir daha olacak mı diye..

15.02.2011

Manchester : Adım Adım !

Direk konuya girelim, şu ana kadar liglerde en başarılı takım Manchester United. Ligde 26 maçta sadece 1 kere yenildiler o da lig sonuncusuna , bunun yanı sıra 57 golle şu ana kadar en çok gol atan takım kimliğindeler. Ayrıca gol yememe konusunda da bayağı iyiler, öyle ki en az gol yiyen takımdan sadece 3 gol fazla yemişler.
Böyle güzel istatistiklere sahip olunca tabiki de şampiyonluk yolunda adım adım ilerliyorsunuz, taraftar mutlu oluyor. Yönetimden bahsetmiyorum çünkü avrupada herhangi bir takımın yönetiminden bizimki gibi bahsedildiğini duymadım.


Bu başarıyı yakalarken en dikkat çeken nokta oyuncular, daha doğrusu dikkat çekmeyen..(Beckham,Nistelrooy,Keane,Stam,Giggs,Scholes,Solskjaer,C.Ronaldo gibi isimler varken bile bundan daha iyi değildiler.) Çünkü takımın sürekli oynayan isimlerini alıp başka takıma koysanız oynamazlar. Fletcher neredeyse her maç oynuyor ama sanırım ömrünü bu kulüpte de bitirse kimse ona yıldız diyemez. İleri hatta fazla oynamasa da son kullanma tarihi çoktan geçmiş bir Owen var, ama yadırganmıyor. Defansta ise en ilginç görüntüler sahne alıyor, altyapıdan yetişen Evans, futbolculuğu bile tartışmaya açık genç Wes Brown, ayrıca da 21 yaşındaki Smalling var.


Böyle bir takımı sanıyorum oyunlarda bile kimse kurmaz, bir tarafta dünyanın en iyi savunma ikililerinden Vidic - Ferdinand, ve yokluklarında oynayan bazı futbolcular. Her zaman bahsedilen şey takım içindeki denge sorunu. Sanıyorum ki Vidic transfer olurken 12 milyon euro almıştı ve de aldığı ücret Evans ın 10 15 katı vardır. Madem denge bu kadar önemli, bu adamlar nasıl oluyor da fiyat ve kalite konusunda aralarında uçurum varken şampiyonluğa çok emin adımlarla, neredeyse yenilmeden el uzatabiliyor. Demek ki bizim sıkıntımız başka..

Bu soru aslında futbolun temelini anlamayla, hatta kapitalist sistemin bize öğrettikleriyle alakalı. Bir adam ucuz ise ya da az para kazanıyorsa kapitalist rejim onu ya beceriksiz,ya kalitesiz ya da çöp olarak nitelendirir. Aynı Slumdog Millionaire filminde olduğu gibi. Ne var yani, her ne kadar filmdeki çocuk kültürsüz olsa da çaycı olan biri kültürlü olamaz mı ? İşte Ferguson da çaycıları toplayıp son sorulara yaklaşmaya başladı. Bu da onun bu dünyayı ne kadar iyi bildiğinin bir göstergesi.

Aynı takımda gol krallığına aday bir Berbatov var. Ligde toplam 21 maçta oynamış ve 19 gol atmış. Yalnız durum çok garip, oynadığı 21 maçın sadece 9 unda gol atabilmiş. Zaten bakarsanız 3er 5er attığını da görürsünüz. Bu oyuncuyu Leverkusenden beri izlerim, kaliteli oyuncudur. Fakat golcü dediğin maç kazandıran olmalıdır , değil mi ? Berbatov sadece 9 maçta gol atıyor, demek ki takıma o kadar da faydalı değil. Geçen seneki gibi asistlerde de ön planda değil, Nani'ye devretmiş orasını. Buna rağmen Sir çıkıp basın açıklamasında "Eğer Berbatov sezon toplamında 25 gole ulaşırsa biz şampiyon oluruz" diyor.
İspanya'nın Barcelonası bile bu kadar iyi bir performans sergileyemezken, Ferguson'un takımı kopmak üzere. Şampiyonlar Liginde de aynı başarılarını devam ettirmeleri dileğiyle..

9.02.2011

Milli Maça Tahmin !

İşte size milli maçlardan bir kaç tahmin :

Yunanistan - Kanada 1
İran - Rusya 2
Hırvatistan - Çek Cumhuriyeti 0
İsrail - Sırbistan 0
Türkiye - Güney Kore 1
Arnavutluk - Slovenya 0
İspanya - Kolombiya 1
Fransa - Brezilya 2
Hollanda - Avusturya 1
Danimarka - İngiltere 0
Polonya - Norveç 1
İskoçya - K.İrlanda 1

1.02.2011

Afferim Bursa !

Bursaspor takımı, şöyle bir bakıldığında yıldız oyuncusu olmadan bu kadar yukarılara gelebilmiş bir takımdır. Yıldız diye bakılan Sercan veya Volkan henüz yıldızlığını kanıtlayamamış isimlerdir. Fakat bu yıl yaptıkları transflerler, bana kalırsa iyi sonuçlar doğuracak.

İskoç yıldız Kenny Miller ı almak kolay değildir. Adam kendi liginde leblebi gibi gol atıyor ve İskoçya ligi de Türkiye ligi ayarında sanırım. Hatta mücadele gücü daha düşük denilebilir. İstatisksel olarak bakarsak ilk yarı performansı göz kamaştırıcı. Bursa'ya da gelir gelmez golle buluştu zaten.


Aynı yoldan gidersek, Amerika milli takımının forveti Jozy Altidore u 5.5 yıllık kontrata imza atmaya ikna ettiler. 1989 doğumlu oyuncu ve mücadele gücüyle fizik kondüsyonu ligimizin çok çok üstünde. Milli takım maçlarında zaten görmüştük, bizim defansımızı perişan etmişti. Bursaya da öne geçtiği maçlarda, ikinci yarı oynamak üzere çok iyi bir transfer olmuş gibi gözüküyor. İlk yarıdan Miller la işi bitirirse, Altidore zaten yorgun savunmayı çökertir.


Bu arada ümit milli oyuncu Ahmet Arı'yı da kadrolarına katmışlar ki önemli bir oyuncudur. Uğur Meleke bu oyuncudan çokça söz etmiştir.


Yeni transferlerin hayırlı olsun, eğer seneye de avrupaya gidersen, avrupa görmüş oyuncularınla başarılara yelken aç diyoruz Ertuğrul Sağlam'a !

31.01.2011

Biz de Bunu Diyorduk !

Yıllardır olur böyle olaylar, kafası bozulan, evde hanımına kızan ya da borçlarını ödeyememenin verdiği nefretle bazı taraftarlar gelir stada girer. Bu olay ne zaman yaşansa futbolcular ya kaçar, ya hiç bir müdahalede bulunmaz. Hep aklıma şu gelir: Ya futbolcu dönüp adama tekme tokat dalsa ?

İşte Ankaragücü'nün Manisaspor'la karşılaştığı maçta, yerinin yeşil çimler olduğunu zanneden ya da hocasını pek sevmeyen ama dışarıda tenhada kıstıramayan bir eleman sahaya girip teknik direktör Ümit Özat'a tabiri caizse "dalmak" istedi. Zaten elinde tespihle dolaşan, buraların kabadayısı benim havasını ekrana geldiği ilk anda bile hissettiren Özat'ın cevabı ağır oldu. Tam da yıllardır düşündüğüm gibi..



Koşarak gelen taraftarın suratının ortasına yumruğu güzelce yerleştirip, ardından da yere düşüp güvenlik görevlileriyle boğuşan adama tekmeler sallamaya başladı. O hengamenin içinde doğru açı ve boşluğu bulup, taraftarın kafasına güzel bir tekme attı. Bir ara kendimi Street Fighter oynuyorum da Zangief'i seçmişim gibi hissettim.

Hiç anlamam halbuki sahaya giren adamı. Senin etin ne , budun ne ? Karşındaki en kalas futbolcu bile olsa yılların verdiği antrenmanla seni bir yumrukta ya da bir tekmede yere serebilecek kabiliyeti var o adamın, sadece ceza almayayım diye korkuyor. Yoksa kimsenin kimseden korktuğu yok, hele hele çimler üzerindeyken..

Ümit Özat'ın cevabı da çok net: "Adam üzerime geliyor, belli ki vuracak, ne yapayım, ben durayım mı ?" Tamam durma, ilk yumruğa federasyon göz yumabilirdi ama ardından gelen hayvana vurur gibi vurulan tekmeye kimse masumiyet yükleyemez. Cezası da ağır olur, benden söylemesi...

30.01.2011

Galatasaray Karmaşası

Öncelikle şunu belirteyim ki bu sene bu takımdan olumlu sinyaller harici bir şey beklemiyorum. Ancak takım onu da vermemek için elinden geleni yapıyor. Neresinden başlasam bilemiyorum, zaten kime el atsam elimde kalıyor.

Kaleci sıkıntısı çoktandır var , yeni kaleci alındı ama oynatılmıyor. Sonra aynı Leo Franco gibi orta sahadan gol yiyen takım oluyor Galatasaray. Bursa maçında seyretmeyenler için söyleyeyim Bursa'nın 80. dakikaya kadar tehlikeli atağı bile yok sayılır. (80. dakikada izlemeyi bıraktım) Galatasaray ın zaten kaleyi bulan şutu bile yok. Fakat nasıl oluyorsa , kaleci iki gol birden yiyor. Tamam birini Kenny Miller attı, ama diğerini göz göre göre yedi Ufuk.


Defansa laf edecek değilim çünkü bir takımın direnci gol atamadığı sürece kırılmaya adaydır. Takım da büyük takım, Galatasaray'dır. Gerek Servet,gerek Cana gerekse Hakan Balta oynadığında ellerinden geleni yapıyorlar ve Insua da bariz hatalar yapmıyor, performansları bana göre tatminkar. Sabri ayrı bir yazı konusu olabilir zira Bursa maçında açtığı ortalardan neredeyse hiçbiri istediği yere, ya da arkadaşlarının beklediği yere gitmedi. Yarısı en arkadan taça giderken yarısı çok geride kaldı, bu kadar sene sağ bek oynayıp hala yeterli verimi veremiyorsa oturup ağlamamız gerekir. Sadece Galatasaray olarak değil Türk futbolu olarak bunu yapmalıyız,yazık..

En büyük sorun orta sahada. Oyunu hiçbir zaman iki yönlü oynayamayan yılların futbolcusu Ayhan ile sadece koşmayı futbol oynamak sanan Barış orta sahada uğraş veriyorlar ama nafile. Şükür ki Culio yanlarına kadar gelip topu alıp ileri götürmeye çalışıyor. Arkadan destek gelmeyince Culio çalıma kaçıyor, top saklıyor ya da kendi gitmeye çalışıyor . İstek ve yetenek var ama yardım olmayınca takım olunmuyor. Emre çolak gördüğüm kadarıyla akıll ve çabuk bir oyuncu ama kanatta oynayacak kadar sürati yok, bu da ikili mücadelelerde vücudunun da zayıf olması sebebiyle kaybetmesi anlamına geliyor. Sonuçta atağa katkı yapamıyor.


Sağ tarafta Yekta şu ana kadar gördüğüm iyi oyunculardan. Oyun zekası, tekniği bölgesinin ihtiyacını karşılıyor. Zaten çizgiye inen tipte oyuncu değil, bekini kaçırıp kendisi de ceza sahasına yaklaşıyor. Oyununu takdir ediyorum ve kendisini beğeniyle izliyorum. Yapılan transferlerde de en iyilerden. Culio da ortalama üstü ama daha iyi bir orta saha bize çok çok iyi bir Culio izlettirecektir. Kazım beklentiyi karşılamaz, Baroşsuz takım olmaz. Stancu da iyi transfer ama tek forvet oynarsa kaybolur. İkinci forvet oynayınca gerçekten etkili, çalımı , ter ayağı, hızı , oyun açması olumlu tarafları. İkinci forvet olarak oynaması için orta sahadan biri çıkıyor, zaten kötü performans gösteren orta saha iyice çöküyor. Deyim yerindeyse takımın "kıçı ayrı başı ayrı" oynuyor.

Özetle bu senenin GS taraftarı dua etsin de takım Avrupa'da boy gösterebilsin. Başka beklentiler pek de gerçekçi değil, ARENA ya da yazık, bu oyunu haketmiyor..

24.01.2011

Önem Sırası ..



Bayern Munich takımı bu adamı aldığında itirazlar bitmek bilmed. O kadar para etmezmiş, Klose varken bu adama ne gerek varmış , zaten Oliç de iyiymiş.. Kendisi hakkında söylenenlere kulak asmayanları aslında pek sevmem, hele hele daha o dakika çıkıp cevabı verebilecek durumdayken !


Mario Gomez geldikten sonra futbolu az çok takip eden birisi onun hangi takımda oynadığını bile kestirmekte güçlük çekebilirdi. Neredeyse hiç oynamayan, sürekli yedek takılan bir oyuncu. Dünya kadar para alıyor olması mı acaba bu suskunluğun sebebi diyorduk. Yanılmışız işte, kişiliğiymiş..

Klose nasıl olmayan penaltıya "hocam penaltı yoktu" diyebiliyorsa, tam oyuna gireceği sırada takımı gol attığında " gol oldu ben girmesem de olur, gereksiz değişikliğe lüzum yok" diyerek takımı düşündüğünü gösteriyorsa Gomez de takımın iyiliği için sesini çıkarmamış. Nasıl ki Totti , "Roma ailemden değersiz değil" diyerek takımına ne derece bağlı olduğunu ortaya koyuyorsa, Mario Gomez de bu yolda gidiyor. Son yaptığı açıklamada "hedeflerim, takımımınkilerden çok daha önemsiz" diyerek ,Türk futbolunda olup "doğuştan X'liyim" diyen ama sahada rakip oyuncuymuş gibi oynayanlara da taş atmıştır sanıyorum..


Hedeflerine ulaşmak için 2 yıl beklemiş, ancak fırsat bulduğunda bomba gibi patlamış , 26 maçta 23 gol atarak adeta Messilerle C.Ronaldolarla kapışmaya başlamış .. Bu denli büyük bir oyuncudan "hedefim Barcelona" lafı duyulsa yadırganmayacakken, benim hedeflerimin ne önemi var diyebiliyor... Haftanın "helal olsun" u seçiyorum kendisini..

13.01.2011

Juan

Neredeyse kendimi bildim bileli Brezilya milli takımının stoperi olan Juan için hazırlanmış güzel bir video. Adı çok sık duyulmasa da en iyi stoperler listemde ilk 10 da yeri vardır. Yaptığı hareketler her ne kadar stoper olsa da öncelikle "Brezilyalı" olduğunu gösteriyor. İyi seyirler..



11.01.2011

Yılın Yanlışı !


Bilindiği üzere yılın futbolcusu ödülünü Messi tekrardan aldı ve 3 aday da Barcelona takımının etkili oyuncularıydı. Bunun üzerine çok tartışmalar dönecektir, evet Messi belki de dünyanın en iyi futbolcusudur ama bu sene en iyi performansı gösteren futbolcu bu üçünden biri değil. Adaylar arasına girmeyi hak eden tek futbolcu ise Xavi. Iniesta zaten yılın ilk 5 ayını sakat geçirdi, finalde gol attı diye mi ödül veriyoruz ? Messi zaten yeteneğine bakılırsa her sene orada olması gerekli, ama bu yeteneğin yapamadığı başarıları elde edenleri geri bırakmak futbolun adaletine yakışmaz sanıyorum..



Şampiyonlar Liginde final oynayan ve son 3 aday olarak gösterilen Messi,Xavi ve Iniesta nın takımını yenen Inter in beyni Sneijder in adaylar arasında olmaması çok acı. Avrupa'nın en önemli 4 liginden 3 ünün şampiyonunu (Chelsea,Barcelona,Bayern Münich) eleyen takımın teknik direktörü en iyi teknik direktör seçilmesine rağmen takımdan hiç kimse adaylığa bile giremiyorsa bu işte bir problem olduğu açık.


İşi biraz daha ileri alalım ve Bayer Münih in uzun yıllardır Şampiyonlar Liginde başarı elde edememesine alışmışken , yine neredeyse tek oyuncuyla , Robben le finale kadar çıkması, üstüne aynı oyuncunun dünya kupası finalinde de gol atamaması dışında Xavi den kötü performans göstermemesini hesaba katarsak... Neden Robben değil ?

Peki Messi neden orada ? Neredeyse maç başına 1 gol ortalama tutturduğu için, ee C.Ronaldo aynısını yapmadı mı ? O neden yok ? Yıllar önce Gattuso'nun verdiği bir demeçle noktalayalım.
"Eğer bu ödülü en yetenekli futbolcuya veriyorsalar , bizim uğraşmamıza gerek yok , Zidane her yıl gelip ödülünü alır. Ancak performansa bakıyorsalar bu yıl ödülü kesinlikle Zidane'ın almaması gerekir..!"