6.12.2010

Sıkıysa Sen Yap...

Spor dünyasının olmazsa olmazıdır eleştirmenler. Hoş, gerçi hangi kritere göre eleştirmen olunur bilinmez. Kimi var ki yıllardır futbol oynamış ama iki lafı arka arkaya koyup , olumlu ya da olumsuz bir eleştiri yapamıyor. Kimi ise topa değmemiş, sahanın nasıl bir yer olduğunu bilmezken yorumları acımasız sertlikte .. Peki nasıl oluyor da medya dünyası her tipten yorumcuyu, farklı kişilik ve üslupları bir araya getiriyor ve böyle devam etmesine izin veriyor ?


Kimisi aman ben etliye sütlüye karışmayayım, paramı alıp gideyim mantığıyla yorum yapıyor ve konuşması bittiğinde ne dediğini anlayamıyorsunuz. Uygulanacak hareket doğru mu yanlış mı size aktaramıyor ve gayet yuvarlak yorum cümleleri kurarark vakit geçiriyor. Kimisi ise futbolcuyu yerin dibine sokacak nitelikte betimlemelerde bulunuyor. Sanki adam topa hiç değmemiş, bilmem kaç senedir top oynamıyor , o derece. Tamam öyle futbolcular gerçekten olabilir ama ertesi maç süper oynadı da denmemeli o zaman.. Bazı tipler ise yaptığı yorumdan çok kullandığı kelimelerle ön plana çıkıyor , bu da bizi gülümsetmeye yetiyor :)

Sürekli izlediğim kanal olan NTVSpor'un futbolda ve diğer branşlarda spikerlik yapan, maç anlatan, gerektiğinde muhabir olan çalışanlarını bu konuda takdir ediyorum. Hemen hepsi anlattığı, yorumladığı ligleri ince detaylarına kadar biliyor. İspanya liginin herhangi bir takımının yedek oyuncusunun hangi haftalar gol attığını, sakatlandığı zaman sebebini, hatta takım içindeki uyum gösterdiği oyuncuları bile biliyorlar. Bu tabiki de futbol severler açısından hoş bir durum. Bu yüzden spor konusunda tek kanalım ..



Aynı platformun "futboldan gelme" yorumcuları ise değişik karakterler. Rıdvan Dilmen ve Sergen Yalçın şüphesiz ki Türk futboluna damga vurmuş oyuncular. İkisi de Türkiye'nin gelmiş geçmiş en teknik oyuncuları arasında yer bulur. Fakat yorumlara gelince tamamen zıt üsluplar mevcut. Sergen daha çok "yetenekli futbolcu" gözlemiyle son noktayı koyuyor. Bir oyuncu Sergen tarafından ya beğeniliyor , ya beğenilmiyor. Söz konusu olay ise 1-2 maçta anlaşılan bir durum, tabi Sergen tarafından. Eleştirilerinde acımasız ve korkusuz, sonuna kadar dobra. Stüdyodaki diğer yorumculara yanlış gelse de ,Sergen dediğinden vazgeçmiyor. Tüm bunlara rağmen "gerçekten yanıldığı" konu sayısı az. Bizim içimizden geçirdiğimiz şeyleri lap diye söyleyince belki kızıyoruz, ama ciddi konularda hakkını da vermek lazım..

Rıdvana bakınca eleştiri dozunun daha çok oyunculara değil de oynanan futbola göre ayarlandığını görüyoruz. Sürekli nasıl olması gerektiği yönünde tavsiyeler veriyor ve ters durumlarda karşılaşılabilecek sorunlara değiniyor. Bir oyuncu ne kadar hata yaparsa yapsın , onu yerden yere vurmuyor aksine "düzelecek" diyerek geri kazanmaya çalışıyor. Sistem analizlerini tahtada gösteriyor ve futbolcu özelliklerini Türkçe olarak çok iyi tanımlıyor. En sevdiğim lafları ise "çabuk ama hızlı değil" ve de "süratli ama devamlılığı yok" .


Neden sonra anlıyoruz ki insanlar eleştirilerini kendi durumlarına bakarak yaparlar. Rıdvan Dilmen büyük futbolcuydu, sonra teknik direktör oldu ve başarısız sayılabilecek Fenerbahçe ve Karşıyaka maceralarının ardından yorumlarını ona göre yapıyor. Yaşadığı macerayı düşünürsek, kendi üzerine ne kadar gelindiğini bildiği için aynı şeyi yapmıyor.

Sergen ise öyle değil. Futbolculuğunda büyük futbolcu olup olmadığı hala tartışılıyor, ama futbol oynayışı çok büyüktü. Her takıma gitmese efsane kategorisine tereddütsüz girer. Antrenörlük yapmış mı peki ? Evet. Bilmeyenler olabilir ama Sergen Beşiktaş A2 takımının yarım sezon antrenörlüğünü yaptı. 16 maçta 14 galibiyet aldı ve bu çok büyük başarıdır. Bunun ardından "hiç bir oyuncusu A takıma alınmıyor" diye teknik direktörlüğü bıraktı. Bu yüzden Sergen şu an herşeyi biliyorum gözüyle yorumluyor olayları.Çık sen yap deseler yapacak hani..

İşte yorum dünyasının gerçekleri böyle . Birileri orada atıp tutarken, biz TV karşısında "söylemesi kolay, sıkıysa sen yap" diyoruz. Rıdvan yapamamış işte, ama Sergen yapmaktan öte geçmiş. Şimdi sıra diğer atıp tutanlarda, öyle acımasızca konuşmakla olmuyor, sıkıysa siz de yapın ..!

5 yorum:

  1. çok güzel böyle devam edin.

    YanıtlaSil
  2. 1-Yorumculuk konusunda Uğur Melekeyi tek geçerim.
    2-İyi yorumcu olmak için ayağının topa değmesıne gerek yok.
    3-Rıdvan Dilmenin fenerbahceyle ılgılı yorumları harıç cogu dogru, yerınde tespitlerdir. 700bin lira alan bir yorumcu neden teknik direktor olsun ki? Fenerbahcenın basına gectiginde yanılmıyosam 35 yasındaydı,ılk tecrubesıydı ve azız yıldırımın deli yıllarıydı. Önune geleni kovardı. Örn: Löw. :) Turkıyenın en onemlı kalecısı Rüştünün akıl almaz hatasından dolayı UEFA kupasından elendıklerı ıcın Rıdvanı kovmustur Azız bey. O zman yıne yanlıs hatırlamıyosam lıgde 5 macta 4 galıbıyet 1 beraberlıgı vardı fenerın. Kısacası Rıdvan Dılmen eger ılla tekbık dırektor olacagım deseydı bence ıyı bır teknık dırektor olabılrdı.
    4-Gelelım Sergen efendıye. Yaptıgı yorumlar tamamen şova yonelık, ses getıreyım dıye yapılan yorumlardır. Hanı gerceklerı bann dıye soyluyo yaa o zman kendı oynadıgı donemlerı de bı yorumlasın bakalım. Kendısını de bılıyoruz, o kadar yeteneklı oldugu halde nıe sadece turkıyede tanınıyo sergen efendı? nıye 30 yasına kadar resmen bı baltaya sap olamadı? yatsın kalksın dua etsın Lucescuya da ole tv karsısında ahkam kessın.

    YanıtlaSil
  3. sergen kendi anılarını da başarılarını da başarısızlıklarını da apaçık söyler. herkes onun bayer münihe transferinin olmadığını , sebebinin de sergenin her kulüpte oynamış olması olduğunu bilir. bunu kendi anlatır. zamanında alem yaptıklarını , bir anda bir sürü para alınca insanın psikolojisinin bu yöne kaydığını da anlatır. bunda sakınca görmez ve hatta antremandan önce masaj yaptırırken uyuya kalıp antremana çıkmadığını da anlatır. kendinden utanmaz ve neyse o dur.
    şov kısmı biraz fazla olmuş , evet sergen göze fazla batıyor çünkü yanında yorum yaptığı adam mustafa doğan. neredeyse hiç bir şey söylemiyor.
    evet sergen bazı tanımadığı adamlara sallar, sonra da ben bu adama çok sallıyodum aslında o kadar da kötü değilmiş diye yayında söyler.
    ama tanıdığı adamların ne kadar futbolcu olduğunu çekinmeden söyler, başka da kimse söyleyemez. diğerleri hep kendini kandırır , olacak olacak der, işimizi görür der ama görmez, bir türlü de olmaz ne hikmetse...

    YanıtlaSil
  4. uğur meleke ile rıdvan ve sergeni karşılaştırmak aynı elma ile armutu karşılaştırmaya benzer birisi iyi bir istatistikçi(her zaman istatislikler ile konuşur) ve futbolun sorunlarından bahseden genç yetenekleri takip eden bir spor yazarıdır ben henüz kendisinden örnek: şu oyuncu bu maç çok defansif kaldı ve buda hucüm organizasyonlarının gelişememesine neden oldu gibi bir cümle duymadım veya bu adamın gerçek mevkisi burası değil burda daha yararlı olur gibi birşeyde duymadım diğerleri ise direk olarak takımların ve oyuncuların performansları hakkında konuşuyorlar veya nasıl oynamaları gerektiği hakkında konuşuyorlar, elma ile armutu karşılaştırmayalım.

    yok sergen otuzuna kadar bir baltaya sap olamamışmış ne yaptın abi derler sana sen o zaman son 30 yılda hucüma dönelik türk ortasahaları say bakalım adam resmen efsane süper ligde 105 golü, avrupa kupalarında 9 golü olan kaç türk ortasaha tanıyon sen. adam bitti dediler kaç defa dediler adam yine çıktı gösterdi kendini. kim kime dua edecekse hepsini saymayalım şu hayatta her futbolcunun en az on kişisi vardır dua edeceği. bu arada sen gerçekten adamı hiç dinlememişin adam yapmış olduğu tüm hataları bir bir söylüyor tüm yaptığı piçlikleri anlatıyor bu tamamen önyargı gibi geldi bana.

    YanıtlaSil
  5. @ Ernesto, yorumlarına genel anlamda katılıyorum ama futbolda tamamen istatistikler konuşmaz, orasına katılmıyorum. buna en basit örnek geçen sene ajax ın istatistikleri dir. twente den çok daha iyi istatistiği vardır , ama şampiyon olamamıştır. aynı şekilde hagi ve alex de karşılaştırılır. alex in istatistiği çok fazladır. bir de şöyle bakmak gerekir. hagisizi gs 96 ya kadar napmış. aynı takım 96 dan hagi gidene kadar napmış. bi de hagi gittikten sonra napmış 3 duruma bakarsak futbolda sadece istatistiğin önemli olmadığını görürüz.
    pozisyon bilgisi üst düzey olduğu için top kapmasına gerek kalmayan bir ddefans oyuncusunu da istatistiksel olarak başkalarıyla kıyaslayıp kötü sınıfına koymak yanlış olur..

    YanıtlaSil