13.12.2010

Şu Sakatlık Meselesi..

Dünya spor medyasının son yıllarda üzerinde durduğu en önemli konulardan biri sakatlık.. Sporcuların yoğun müsabaka temposunu kaldıramaması, ya da görünürde kaldırması ama kaslarının duruma isyan edercesine arıza yaratması durumu işte. Hele hele sporcu bir kulüp tarafından "bonservisi" alınarak , bilmem kaç seneliğine kulübün malı olmuşsa iş gittikçe büyüyor.

Özellikle dünya kupasından sonra ve milli maç aralarında sıkça tartışılan bir konu haline gelmesinin en büyük sebebi, oyuncuların hiçbir karşılık beklemeden gitmiş oldukları milli takımdan sakat dönüp, parasını ödeyen kişiye yeterli performansı gösterememesi. Hatırlanıldığı üzere bu konuda federasyondan tazminat talebinde bulunan Bayern Münih kulübü var ve gerekçelerine de kimse haksız diyemez. Hele hele kulüp doktorunun , dünyanın en iyi spor doktorlarından biri olduğunu kabul edersek, bu kişinin sözüne uymayıp Robbeni kadroya alıp oynatmak tamamen Hollanda federasyonunun suçu değildir de nedir ?


İşte bu kadar büyük spor kültürüne sahip bir ülkede bile futbolcu sağlığı , kazanılacak başarının önüne geçiyorsa , orada durup düşünmek lazım. Ülkemizde de durum farklı değil. Haftalarca kulübünde kadroya alınmamış adamlar milli takımda ilk 11 oynuyor ve sonuçları da farklı olmuyor. Peki oyuncuların bu kadar uzun süre sakat kalması , bunun yanı sıra avrupaya nazaran beklenilen gelişimleri gösteremeyişlerinin sebepleri neler ?

Ntvspor televizyonunda yıllarca büyük takımların antrenörlüğünü yapan Stephano isimli kişinin konuştuklarını dinlediğimde neden uygulanamıyor diye düşünmedim değil.. En temel problemimiz sporcuya göre çalışma yaptırmamak. Örnekle açıklarsak , sağ bek oyuncusu bir maçta ortalama 30 kez depar atarak ileri çıkıyor ama yanında oynayan stoper oyuncu 3 kere bile çıkmıyor. Peki idmanda neden aynı koşu çalışmasını uygulasınlar ? 20 kere koşu çalışması yapılırsa sağ beke az gelir ve bu kondisyonla maçın belli bir zamanından sonra oyundan düşmeye başlar. Stoperde ise çalışırken sıkıntı olur, yorulur.

Bu yüzden her oyuncu mevkiine göre hocalarla çalışmalıdır. Bir adım ileri götürürsek , aynı mevkiide oynayan iki oyuncunun oyun ve fizik karakterleri farklı olabilir. Biri yavaş ama teknik oynamayı biliyorken, diğeri mücadeleci ve hırslı oyununun sahaya yansıtır. Bu durumda mevkiiye göre çalışma bile az gelir , yani kişiye göre çalışma yapılmalıdır. Ancak ülkemizde herhangi bir sporcu takımdan ayrı çalışsa haber olur ..


Eski bir yazımda bahsi geçen futbolcu gelişimi de bundan kaynaklanır. Oyuncuların özel kondisyonlerleri olmadığı için gelişimleri çok sıradan yöntemlerle ilerletilmeye çalışır ama olmaz. Bir başka açıdan baktığımızda herhangi bir şeyin gelişimi için uzun vadeli kalkınma planları oluşturulmalıdır ki bu şey , ülke de olsa , oyuncu da olsa , şehir de olsa kural değişmez ! Bizim kulüplerimizin hangisinde bir teknik heyet ve antrenörler gurubu 2 yıldan fazla kalabiliyor ki planları uygulanabilsin ? İşte en temel problem burda. Çok uç örnek olmasına rağmen C.Ronaldo daki bariz ilerlemeyi görmemek mümkün değil. Sebebi ManUtd ta uyguladığı planı başarıyla sonlandırmasıdır.


Sanıyorum ki bunu yapmak çok da zor değildir. Tabi bunları direk A takımdan uygulamaya başlarsanız problem yaşayabilirsiniz , çünkü 20 yaşına gelmiş bir oyuncuda bazı şeyleri değiştirmek o kadar da kolay olmaz. O yüzden altyapılarda her bölgeye ayrı bir antrenör koymak en basit çare. Zaten bunu yıllardır düşünmüşümdür, neden Galatasaray altyapısının forvet antrenörü gol koklamayı öğretecek Tanju, baskı yapmanın faydalarını uygulamalı gösterecek Hakan, defansında kolu kopsa topu geçirmeyecek Bülent orta sahasında ise yine efsanelerden biri.. olamıyor ?

1 yorum:

  1. super bır yazı, tebrik ederım her kelimesi, cumlesı 4 4'lük olmus.

    YanıtlaSil