28.04.2010

Moacir Barbosa

Yaptığı yanlışı ulusu hiçbir zaman unutmadı ve affetmedi.




1940’ların sonunda Moacir Barbosa dünyanın en iyi kalecileri arasındaydı. Barbosa, ayrıca eldiven giymeyen bir kaleciydi. Çünkü topu çıplak elleriyle hissetmek istiyordu.Bu yüzden bir çok ödül aldı. Ama asıl ününün Brezilya futbol tarihinin en büyük hatası ile aynı anlamda olmasaydı. 16 Temmuz 1950 Dünya kupasının finalinde, Brezilya Rio De Jenerio’da 200 bin kişiyle tıka basa dolu Büyük Maracaca Stadyum’unda Uruguay’a karşı oynuyordu.

2. yarının ortalarına doğru skor 1-1’i gösteriyordu. Uruguaylı Alcides Gigghia sağ kanattan defansın son adamı Bigode’yi geçerek topu ağlara gönderdi. Bu anlatımda normal bir golmüş gibi gözükse de Barbosa, Gigghia’nın çapraz koşu yapmasını beklediği için kapattığı köşeyi açması sonucu golü filelerinde gördü. Bu olay bütün Maracana’nın susmasına ve Uruguay'ın beklenmedik bir zafer kazanmasına sebep olmuştu.



İşte ne olduysa bundan sonra oldu. Bu olay Brezilyalılar için büyük bir aşağılanma anlamına geliyordu. Brezilyalılar ezeli yerel rakiplerine yenilmişlerdi. Sadece bu değildi tabi ki! Evet! Yenilmişlerdi ama bu yenilgi Brezilya futbolunun büyüklüğünü göstermek için inşa ettikleri 200 binlik Maracana’daydı. Asıl sorun işte buydu. Ayrıca Brezilyalılar Dünya Kupasını kaldırmak için 8 sene daha beklemek zorunda kalacaklardı.



Barbosa resmen günah keçisi ilan edilmişti. Bu kariyerine de etki etti. Ondan sonra hiçbir zaman kariyerinde başarılı olamadı. Artık hayatının geri kalanında bu suçu taşımak zorundaydı. Barbosa ölümünden 2 hafta önce şöyle diyordu. ‘Brezilya kanunlarına göre en ağır ceza 30 senedir. Ama ben tam 50 yıldır bu cezayı çekiyorum.’



Brezilyalıların futbol için olan tutkularının kötü yanı Barbosa’ya o maçı unutmasına izin vermiyordu. Barbosa verdiği bir röportajda hayatındaki en kötü anın Giggha’nın golü olmadığını söylüyordu. Çünkü maçtan 20 yıl sonra bir süpermarkette bir kadının oğluna dönerek. ‘Ona bak oğlum, İşte bütün Brezilya’yı hüzne boğan adam o!’ dediğini duymuştu. Barbosa işte burada yıkılmıştı. İnsanlar bir türlü onu affetmiyorlardı.

Hatta arkadaşları bile onu affetmiyorlardı. 1993’te 94 Dünya Kupasına hazırlanan Brezilya Milli takımnı ziyaret etmek istediğinde batıl inançları olan Teknik direktör yardımcısı Mario Zagallo, onun takıma kötü şans getireciğini düşünerek oyuncularla görüşmesine izin vermemişti.



Barbosa, 27 mart 1921’de Sao Paulo’nun Güney-Batısında yer alan Campinas’da doğdu. Birkaç yıl amatör külüplerde oynadıktan sonra Rio’da Vasco da Gama’ya transfer oldu. Orada tam 14 yıl kaldı.Ulusal takımın ilk siyahi kalecisi oldu. Derisinin rengi birçok kişi tarafından onun antipati oluşturduğunu düşünüyordu.

Barbosa, 42 yaşında futboldan emekli oldu. 20 yıl kadar da Maracana’nın idaresinde çalıştı. Bu işten de emekli olunca. Karısı Cotilda ile Sao Paulo sahiline taşındılar. Fakat karısı 50 yaşında kemik kanserinden dolayı 1997 yılında öldü. Bu olaydan sonra Vasco da Gama takımı ona aylık olarak 700 Pound vermeye başladı. Böylece Barbosa yaşadığı evin kirasını ödeyebiliyordu.



O artık kendi başına yaşıyordu. Çocuğu olmamıştı zaten hiç. Artık akrabaları bile aramıyordu. Karsının ölümünden sonra ona tek yardım eden arkadaşı olan Teresa Borba şöyle diyordu-‘ Barbosa omuzlarımda ağladı. –Ben suçlu değilim, biz orda 11 kişiydik diye.

Ve Dünya futbol tarihinin en acımasızca cezalandırılan kalecisi Moacir Barbosa 7 Nisan 2000'de 79 yaşında hayata gözlerini kapadı.

1 yorum:

  1. Hepsinden önemlisi Türkiye yok yine.Olsaydık en az bir çeyrek final görürdük yine.

    YanıtlaSil