13.10.2010

Kurtarıcılık Yapmak !

Sezonlara yeni oyuncularını adapte etmeye çalışarak başlayan kulüpler bazen hayal kırıklıkları yaşayabiliyor. Hatta ve hatta yeni transfer sayısı 2 yi geçmeyen bazı kulüpler bile liglerinin dibine demir atmış durumdalar. Psikolojik sorunlar, mental uyum sıkıntıları takımların düzenini bozup , başarı seviyesine büyük oranda etki ediyor.
Liglerin üst sıralardaki takımları bu duruma sevinse de , yaptıklarının tesadüf olmadığını göstermek için tedbirler alıyorlar. Zira futbolun ve Bayern Münih'in efsanelerinden biri , "Mainz ın şu anda yenilgisiz lider olması hiç bir şey ifade etmiyor. Nasıl olsa düşecekler." anlamında kelimeler sarfediyor.
Her şeyin değişken olduğu spor dünyasında, dinamiklerin birbirine etkisini azaltamazsınız ancak bazı oyuncular hiçbir dinamikten etkilenmeksizin kaldığı yerden devam ediyor. Bunların arasında eski takımından kovulmuş, birkaç yılda birkaç kulüp değiştirmiş isimler de var.

Bundesliga'da efsane günleri kadar olmasa da verimi yüksek düzeyde olan Hollandalı'lardan bahsedelim. Başa tabiki de Huntelaar'ı değil, bir gömlek üstü Nistelrooy u yazacağız.


Tribünlerden "Ruud Ruud" seslerini ne kadar çok duyarsanız bu adam o kadar çok gol atmış demektir. Manchester United'da , Premier Lige geldiği sezon en çok gol atan oyuncu rekorunu 25 golle kırmıştı. Sonradan Torres e geçilse de , Real Madrid kariyeri de onun hayatında önemli olaylardan biriydi. Her ne kadar sakatlıklar ve çeşitli problemler sonucunda fazla oynama şansı bulamasa da dakika-gol oranı gayet yüksek.Çıktığı 12 maçta 8 gol atmış, yeter de artar. Şu an Hamburg'da da gol krallığına oynuyor gözüküyor. Zaten Bundesliga'ya geldikten sonra oynadığı 25 maçta(Avrupa Ligi dahil) 12 gol atmış ki yeni yetme golcülere göre iyi, kendisine göre sıradan bir veri...



Huntelaar çalkantılı yıllarından sıyrılmıştır umarım, sanıyorum ki Schalke ona yaradı , gol makinesinin evrim geçirmemiş pozisyonunda şu an... Schalke de 7 maç 5 gol, EURO 2012 elemelerinde ise 4 maç 8 gol. Magath bereketini görsün !

Bazı forvetler de takımında ne yapsa yaranamayan, bir türlü gol bulamayan, ancak milli takıma gelince kaplan kesilen tiplerden. En önemlileri şüphesiz Klose ve Podolski.


Podolski , yaşı 25 olmasına rağmen alman milli takımında 83 kez oynamış ve 42 gol atmış. Oysa ki kariyerini sürdürdüğü Bundesliga'da yanlışım yoksa sadece 40 golü var. Tam bir milli golcü. Klose biraz daha iyimser ama sonuç farklı değil. Bundesliga'da gol ortalaması 0.5 bile değilken milli takımda 105 maçta 58 gol atmış. Belki milli takımda oynamaya devam edip "The Bomber" lakaplı Gerd Müller'in 68 gollük rekorunu kırabilir. Unutmayalım ki büyük usta 68 golü sadece 62 maçta attı. Bizim Hakan Şükür - Tanju Çolak meselesi gibi, sadece rekor kırmış olur...

Futbolun en önemli noktalarından forvetlerin durumu , gerektiği anda gerektiği gibi kullanılmasıyla çok çabuk değişebiliyor. Ne demişler, "Special players do special things, at special times !" . Bu adamlar da işte böyle, "special" , boş zamanlarında kurtarıcılık yapıyorlar...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder